| yerde yatarken ki görüntüsü... | Open Subtitles | ومنظرها.. وجسدها ملقى على الأرض |
| Glenn'i yerde yatarken gördüğümde, gidip ona sarıldım. | Open Subtitles | حين رأيت (غلين) ملقى على الأرض ذهبت إليه فاحتضنته. |
| Adamlardan birini banyoda yerde yatarken bulmuş. Acıdan kıvranıyormuş. Suratında da çıban varmış. | Open Subtitles | وجد أحد الرجال متألّم على أرضية الحمّام بالغليان على وجهه. |
| Banyoda yerde yatarken... nasıl hissettiğini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | . . أتعرفين كيف شعرتِ عندما كنتِ مستلقية على أرضية الحمام؟ |
| Onu, öylece yerde yatarken görmek... | Open Subtitles | --رؤيته مستلقياً هناك مثل هذا... -هل أنت بخير؟ |
| Yok, dükkandan süt almış sonra dışarıya çıkmış bir müşteri onu yerde yatarken bulmuş. | Open Subtitles | لا، لقد كان في المحل يشتري بعض الحليب أو أياً كان وبعد خروجه بدقيقة وجده زبون آخر ملقى هنا |
| Beni sokak arasında yerde yatarken bırakıp gittin. | Open Subtitles | -تركتيني ملقى على الأرض في ذلك الزقاق . |
| Babam onu banyoda yerde yatarken buldu hemen ardından evi sattı. | Open Subtitles | وجدها أبي على أرضية الحمام وباع المكان بعد ذلك مباشرة |
| Kendini böbreklerin iflas, birkaç kaburga kırığıyla daha ve omuzların çıkmış hâlde yerde yatarken bulmak istiyorsan yanıma yaklaş. | Open Subtitles | إنْ كنتَ تريد أن ينتهي بك المطاف على أرضية بكُليتين ممزقتين والمزيد من الضلوع المحطمة ،وخلع في كلا الكتفين، إذن رجاءً على الرُّحب والسَّعة، وادنو قليلاً مني |
| Onu banyoda yerde yatarken buldum. | Open Subtitles | وجدته على أرضية الحمام |
| Tamam, seni bir kadın banyoda yerde yatarken bulmuş. | Open Subtitles | حملني إلى - امرأة وجدتكِ على أرضية المرحاض - . . |
| Onu yerde yatarken gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيته مستلقياً هناك |
| Oğlunu göğsündeki iki kurşun yarasıyla yerde yatarken bulmuş. | Open Subtitles | ووجد ابنه ملقى هنا وفي صدره رصاصتين |