| Bunu yakacaktınız ama sonra karınız sizin yerinize yapmayı teklif etti. | Open Subtitles | كنت ستقوم بحرقها ولكن زوجتك عرضت عليك القيام بهذا بدلاً منك |
| Doğru tanrının sizin yerinize bizi.. seçmiş olduğunu bilmek can yakıyor olmalı. | Open Subtitles | لا بد يؤلمك لمعرفة أن الرب الحقيقي الواحد قد أختارنّا بدلاً عنكم. |
| - Müsaadenizle, madame, bir saniye yerinize oturabilir miyim? | Open Subtitles | لو سمحتِ لي يا سيدتي هل يمكن أن أستخدم مقعدك قليلاً ؟ |
| Affedersiniz bayım. yerinize oturmanız gerekiyor. | Open Subtitles | المعذرة سيدي، عليّ أن أطلب منك الجلوس في مقعدك |
| Görev gücünü sonlandırın yoksa bunu sizin yerinize dostlarım ve ben yaparız. | Open Subtitles | ينبغي أن تنهي مشروعك وإلا أنا وأصدقائي سننهيه نيابة عنك |
| Sizden geri dönüp yerinize oturmanızı isteyeceğim. | Open Subtitles | انا مضطرة لان اطلب منك ان تعودي لمقعدك |
| yerinize dönün! Tüm silahları doldurun! | Open Subtitles | عودوا الى مواقعكم أعيدوا شحن جميع البنادق |
| yerinize birini bulacağımdan oldukça eminim ben. | Open Subtitles | لابأس ، إنني متأكدة .. أننا جميعاً سنجد طريقة . للتوافق مع بديلك الجديد |
| Geçen gün barbeküde tanıştık ve yanlışlıkla sizin yerinize beni arayıp duruyor. | Open Subtitles | لقد قابلتها فى حفل شواء فى أحد الايام. و تستمر بالاتصال بي عوضاً عنكم يا شباب،بالخطأ. |
| Sizin yerinize, onların zaferle dönmelerini görmeyi umuyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أتمنى أن أراهم يعودون ثانية منتصرين بدلاً منكم |
| Talebiniz üzerine sizin yerinize cinsel taciz seminerine katılmıştım. | Open Subtitles | كما طلبت لقد انضممت الى ندوة التحرش الجنسى بدلاً منك |
| Önemli değil. Bunu sizin yerinize yapacak genç bir çalışanımız var. | Open Subtitles | لا عليك ، لدينا موظف شاب سيقوم بذلك بدلاً عنك |
| Alicia sizin yerinize kendi saatlerini azalttı. | Open Subtitles | لقد قلّصت أليشا من ساعاتها بدلاً من ساعاتكم |
| Ön sıradaki yerinize geçer misiniz lütfen? | Open Subtitles | يجب أن تتوجه أماماً لتجلس علي مقعدك في الصف الأمامى |
| Efendim, yerinize geçmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | سيدي انا مضطر لان اطلب منك ان ترجع الى مقعدك |
| Durun! yerinize oturun! Durun! | Open Subtitles | أنتظر ,أنتظر , رجاء أبقى في مقعدك أنتظر , أبقى في مقعدك , رجاءا |
| - Harika olur. Sizin yerinize yaparım. | Open Subtitles | سيكون هذا رائع، يمكنني القيام بذلك نيابة عنك |
| Paranız ve notlarınız yeterli değilse karar büyük ölçüde sizin yerinize verilir. | Open Subtitles | وإن لم تكن تملك المال ولا الدرجات الكثير من القرارات تتخذ نيابة عنك |
| - Lütfen yerinize oturun, binbaşı. | Open Subtitles | من فضلك , عد لمقعدك ايها القائد |
| - Lütfen oturun. - Tamam. yerinize oturun, baylar. | Open Subtitles | نعم افعل خذوا مواقعكم ايها السادة |
| Sizin yerinize geçecek kimsenin tavuğuna kışt demeyecek yüzsüz bir bir fırsatçı olacak. | Open Subtitles | بديلك سيكون مجهول هوية خدم لبعض الوقت والذي لن يلاعب حتى أوزة |
| Ben sizin yerinize içeyim o zaman. | Open Subtitles | حسناً، سأشربه عوضاً عنك. |
| Lütfen yerinize kalın. Bu nöbet geçici. Hemen kendine gelir. | Open Subtitles | فلتبقوا في أماكنكم إنها وعكة قصيرة سيفيق منها بعد قليل |
| Bayanlar ve baylar Kuzey Dakota'ya inişe geçerken lütfen yerinize oturup, kemerleriniz bağlayınız. | Open Subtitles | سيداتي وسادتي سارعوا بربط احزمة مقاعدكم لتتاح لنا الاولوية للهبوط بشكل جيد بشمال داكوتا |
| yerinize geçecek kişiler gelene kadar projenin geleceği sizin ellerinizde, | Open Subtitles | حتى يصل بدلاءكما مستقبل المشروع بين أيديكما |