| Bir çok şehir alanı ayrımcı bir kullanışla park yerlerine dönüştürüldü. | TED | والكثير من المناطق المدنية تحولت إلى أماكن لركن السيارات بشكل عشوائي |
| Herkes yerlerine. Yarış başlamak üzere. | Open Subtitles | توجهوا جميعاً إلى أماكنكم السباق على وشك أن يبدأ |
| Denizaltı muharebe pozisyonu. Durum 1. Herkes savaş yerlerine. | Open Subtitles | ترفع الحاله إلى درجة الإستعداد الأولى الجميع إلى مواقعهم القتاليه |
| Pekalâ, yerlerine geçme vakti, hepinize iyi şanslar diliyorum. | Open Subtitles | حان الوقت لتتخذوا مواقعكم أتمنى لكم حظاً موفقاً |
| Bakın, geçen Glee Kulübü otobüs kazasında öldüğünde yerlerine siz geçmiştiniz. | Open Subtitles | أعضاء النادي الموسيقي السابق ماتو بحادث الباص و قمتم بتغطيه مكانهم |
| Biz konuşurken o eski soğuk savaş yerlerine bakıyordur. | Open Subtitles | وهو غالباً يقوم بمراقبة محطات الحرب الباردة، في هذا الوقت |
| Bu projenin başarısı, beni aynı metodu dünyanın farklı yerlerine nasıl taşıyabileceğimi düşünmeye sevk etti. | TED | نجاح هذا المشروع دفعني للتفكير في امكانية العمل بـنفس التجربة في أماكن أخرى في العالم. |
| İş yerlerine ve evlere giriyor. | TED | بل بدأنا نجدها في أماكن عملنا ومنازلنا. |
| Yanlış yerlerine dokunmamalarından emin olmak için seninle gelmemi ister misin? | Open Subtitles | هل تريدين مني الذهاب معك للتأكد من أنهم لن يلمسوك في أماكن خاطئة ؟ |
| O zaman neden üstüne kusasın? Tamam, herkes otursun yerlerine. | Open Subtitles | إذاً لمَ ستفعلين ذلك؟ حسناً، الجميع، الزموا أماكنكم |
| Şimdi herkes yerlerine otursun, lütfen! | Open Subtitles | و الأن اجلسوا فى أماكنكم من فضلكم |
| Bütün personel yerlerine geçsin. | Open Subtitles | إلى كل الأفراد، تمركزوا في أماكنكم |
| Tamamdır beyler. Oyuncular yerlerine. Haydi şu filmi bitirelim. | Open Subtitles | حسناً، الممثلون في مواقعهم لننهي هذا الفيلم |
| Bugün saat 12 de kapıdaki korumalar görevlerini devredecekler ve yerlerine gelecek olanlar 5 dakika gecikecek. | Open Subtitles | فى الساعة الثانية عشر اليوم، الحراس سيغادرون مواقعهم على الأبواب والبدلاء سيتأخرون فى مجيئهم خمس دقائق |
| Bugün saat 12 de kapıdaki korumalar görevlerini devredecekler ve yerlerine gelecek olanlar 5 dakika gecikecek. | Open Subtitles | فى الساعة الثانية عشر اليوم، الحراس سيغادرون مواقعهم على الأبواب والبدلاء سيتأخرون فى مجيئهم خمس دقائق |
| Yelkenciler yerlerine. Şunu toplayın. Aşırı zorlanıyor. | Open Subtitles | عودوا الى مواقعكم الأصلية , خفوا عن السفينة قليلاً فقد حملناها فوق طاقتها |
| Her seferinde, yerlerine savaşa daha sıcak bakan Goa'uld'lar geliyor. | Open Subtitles | في كل حالة, تزداد محاربة الجواؤلد يخطو أحدهم خطوة لملئ مكانهم |
| Herkes yardım yerlerine! | Open Subtitles | جميع البحارة إلى محطات الإنقاذ |
| Ana kiriş genişlerken, yapraklar yerlerine sabitlenir | TED | الحزمة المركزية ستتوسع ثم تأخذ البتلات أماكنها |
| Herkes birer sandalye alsın, ve herzamanki yerlerine otursun. | Open Subtitles | فليجلس الجميع على الكراسي بـ اماكنهم المُعتاده بـ إستثناء "جاستن" |
| PMK'lar, ekranı ve klavyesi, olmayan bu küçük kutular, programlanıp yerlerine konurlar ve işlerini yaparlar. | TED | المتحكمات المبرمجة هذه الصناديق الصغيرة التي ليس لديها شاشة ولا لوحة مفاتيح تبرمج وتوضع في مكانها وتؤدي عملها |
| Geri kalanlar yerlerine. Kovuldun! | Open Subtitles | أنتم جميعا عودوا لمواقعكم |
| Bütün pilotlar görev yerlerine! | Open Subtitles | كل الطيارون الى اماكنكم كل اطقم القتال , ابقوا فى اماكنكم |
| Farklı şekillere girerler; farklı moleküllerden oluşmuşlardır; ve beynin farklı yerlerine bağlanarak görev alırlar. | TED | والتي تتمايز في الشكل والمكونات والتي تتصل فيما بينها وتتوزع في عدة مناطق من مناطق الدماغ |
| İyi haber şu ki bu liderlerin çoğu gitti ve yerlerine üçüncü jenerasyon geldi. | TED | الخبر السار هو أن معظمهم قد ترك السلطة، وحل محلهم الجيل الثالث. |
| Mürettebat acil durum yerlerine geçsin. | Open Subtitles | أطلب من الطاقم الرجوع إلى مواقهم الرئيسية. |
| Askerler görev yerlerine. Kadınlar evlere. | Open Subtitles | أيها الجنود، إلى مراكزكم أيتها النساء، إلى منازلكن |