| Harcadığım zamana değil, yeteneğime para ödüyorsun. Ya sen? | Open Subtitles | أعرف بأنها ليست تحفة فنية، ولكن يجب أن تدفع أجر موهبتي. |
| Benim yeteneğime beş kuruş vermez. İstediğimden değil. | Open Subtitles | ولا سنت من اجل دعم موهبتي ليس هذا ما أريد على أية حال |
| Bak...bütün kuruluşlar, devlet kurumları hatta polisler bile benim yeteneğime hayran. | Open Subtitles | حتى الشرطة التي تشجع مهاراتي يستأجروني لأنني اواجه القراصنة |
| Öyle. Cerrahi yeteneğine güvenim tam. O da benim yeteneğime tamamen güvenir. | Open Subtitles | صحيح، وأنا لست قلقة حول مهارتها ولا هي قلقة حول مهاراتي |
| Kusura bakmayın. Oyundaki yeteneğime çok güveniyordum. | Open Subtitles | آسف، كنتُ واثقاً جداً من قدرتي على الفوز في تلكَ اللعبة. |
| Silaha maruz kalmamın işimi yapma yeteneğime zarar verdiğinden korkuyorum. - Devam et. | Open Subtitles | أنا أخشى بأن تعرضّي لهذا السلاح أدى إلى تقليص قدرتي لإتمام عملي. |
| Harriet'in siluetinden çok benim yeteneğime mi iltifat ediyordu gerçekten? | Open Subtitles | هل كان معجب بموهبتي اكثر من هارييت كعارضة؟ |
| yeteneğime samimi inancının anlamı oldukça önemli. | Open Subtitles | إيمانك الشديد بهبتي يُعني لي الكثير المرأة التي تحبها، التي تعمل معها المخيفة ذو الشعر الأسود |
| Tamam da dans yeteneğime ne kumanda ediyor? | Open Subtitles | صحيح و لكن بماذا يتحكم بمهارتي في الرقص |
| Bak 3 yıl boyunca hayatımı zindana çevirmek için elinden geleni ardına koymadın ama nihayetinde yeteneğime ve hırsıma saygı duyduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لقد خرجتي عن طريق حياتك لتجعلي حياتي جحيماً لمدة ثلات سنوات، لكن في نهاية اليوم أعلم أنكِ تحترمين موهبتي وطموحي. |
| Dünya yeteneğime şahit olsun diye girdim. | Open Subtitles | أزاول هذه المهنة ليرى العالم موهبتي |
| Tüm kariyerini benim yeteneğime borçlusun! | Open Subtitles | لقد حققت حياتك من موهبتي |
| Evet, ama kendisi benim yeteneğime saygı duyar. | Open Subtitles | أجل، لكنّه إحترم موهبتي. |
| Pete, Tanrı vergisi konuşma yeteneğime bir daha laf edersen Noel'i Mogadişu'da geçirirsin. | Open Subtitles | (بيت),لو قمت بالسُخريه من موهبتي الآلهيه فى الخطابه مرة أخرى سوف تقضي أجازة عيد الميلاد في "مقديشو" |
| yeteneğime hakaret mi ediyorsun? | Open Subtitles | هل هل هاجمت مهاراتي لتوك؟ |
| Sheila zeki ve kendi başının çaresine bakabilen çocuklar yetiştirme yeteneğime oldukça değer veriyor. | Open Subtitles | يبدو أنّ (شيلا) تقدّر مهاراتي بالاعتناء بالأطفال |
| Silaha maruz kalmamın işimi yapma yeteneğime zarar verdiğinden korkuyorum. | Open Subtitles | أنا أخشى بأن تعرضّي لهذا السلاح أدى إلى تقليص قدرتي لإتمام عملي. |
| Yani hayatım, ona güvenme yeteneğime bağlı ve şu anda, güvenmiyorum. | Open Subtitles | مما يعني أن حياتي تعمد علي قدرتي على الثقة به. |
| Hayır. yeteneğime olan inancımı kaybetmeyeceğim artık | Open Subtitles | كلا، لن أفقد الثقة بهبتي بعد الآن |
| Tamam da dans yeteneğime ne kumanda ediyor? | Open Subtitles | صحيح و لكن بماذا يتحكم بمهارتي في الرقص |