| Beni yanlış anlamayın, Matthew olağanüstü yetenekli biri. | Open Subtitles | لا تفهمني بشكل خاطئ، ماثيو فرد موهوب جداً |
| Yaptığın şey, senin gibi yetenekli biri için dahi tehlikeliydi. | Open Subtitles | مافعلته كان خطيراً,حتى بالنسبة لشخص موهوب مثلك |
| Bu kadar yetenekli biri için, böylesi öngörüler olağanüstü değildir. | Open Subtitles | لشخص موهوب جداً مثلك مثل هذه الرؤى ليست شيء غير عادي |
| Aklına gelenin aksine insanları bekletecek kadar yetenekli biri değilsin. | Open Subtitles | عكس مـا قد تعتقدين لستِ موهوبة كفـاية لتجعلي النـاس ينتظرون |
| Övgünün sizin gibi yetenekli biri için pek anlamı olmadığını biliyorum, ama o ilham verici "Vaat edilen Topraklar"ı söylediğinizde, müziğin aşkı sesi olduğunun farkına vardım. | Open Subtitles | بالطبع, أنا أدرك الإطراء لا يعني الكثير لشخص موهوبة مثلك ولكن عندما غنيت تلك الأغنية الملهمة، أرض البيولا |
| Oğlunuz çok yetenekli biri, efendim. | Open Subtitles | إبنك, رجل مهوب جداً يا سيدي |
| Kurbanları zorla alıkoyma, nakletme ve üzerlerinde fiziksel kontrol sağlamasına dayanarak saldırganı oldukça yetenekli biri olarak tarif edebiliriz. | Open Subtitles | ونظرا لقدرته على قهر ضحاياه على نقلهم ، والمحافظة على السيطرة البدنية عليهم وفي جلسة منفردة، أصف المتهم بأنه ذو إمكانيات عالية .. |
| Kanıtlarımıza göre katil, son derece güçlü ve keskin bıçak kullanmada yetenekli biri olarak teyit edildi. | Open Subtitles | كل الأدلة تشير لأن الجريمة إرتكبت من قوي إستثنائي ذو مهارة لإستخدام |
| Adamı idare etmesi zor ama yetenekli biri. Şimdi büyüleyici bir film yapıyor. | Open Subtitles | انه صعب المراس، ولكنه موهوب الفيلم الذي يقوم به رائع للغاية |
| David sanat okuluna gitti, O çok yetenekli biri, | Open Subtitles | ذهب ديفيد إلى المدرسة الفن، كما تعلمون. هو موهوب جدا. |
| Bu hayaline karşılık veriyorum, çünkü yetenekli biri. | Open Subtitles | أعني أنني أتساهل مع خيالاته لأنه موهوب |
| Derinlerdeki korkularının yanında sevecen ve yetenekli biri. | Open Subtitles | محب و إنسان موهوب مع وجود مخاوف عميقة الجذور. - أنا لن أذهب إلى أي مكان ستيف. أنا صخرتك. |
| Adam hayret verici, kesinlikle yetenekli biri. | Open Subtitles | هذا رائع إن هذا الرجل موهوب بالتأكيد |
| Pang Ching Yun yetenekli biri ama politikadan anlamıyor. | Open Subtitles | بانج تشين موهوب ولكنه لا يتفهم السياسات |
| Evet ama, onun ne kadar yetenekli biri olduğunu gördün. | Open Subtitles | حسناً ، لم ير أحداً كم هي موهوبة |
| Ben de onu merak ediyorum. Epey yetenekli biri. | Open Subtitles | .هذا ما أريد أن أعرفه .إنها موهوبة جداً |
| Çok yetenekli biri. | Open Subtitles | انها موهوبة جداً |
| Bilmiyorum, bence yetenekli biri. - Bizce duygusalsın. | Open Subtitles | أنا أجدها موهوبة |
| Oğlunuz çok yetenekli biri, efendim. Öyle olmalı, ben eğittim. | Open Subtitles | إبنك, رجل مهوب جداً يا سيدي |
| Kurbanları zorla alıkoyma, nakletme ve üzerlerinde fiziksel kontrol sağlamasına dayanarak saldırganı oldukça yetenekli biri olarak tarif edebiliriz. | Open Subtitles | ونظرا لقدرته على قهر ضحاياه على نقلهم ، والمحافظة على السيطرة البدنية عليهم وفي جلسة منفردة، أصف المتهم بأنه ذو إمكانيات عالية .. |
| çekici, şık giyimli, kolay gülebilen ve arzuları evinde karşılanmayan ve şehir dışından gelen erkekleri bulma konusunda yetenekli biri. | Open Subtitles | حسنة المنظر, تضحك بسرعه, و ذو مهارة عاليه لاكتشاف الرجال من خارج البلدة واللاتى لم تُشبع رغباتهم في المنزل . |