| Olmuş işte. Adamımızın şalterlerinin atması için bu kadarı yeter de artar. | Open Subtitles | كيفما حدث، فإنّ ذلك أكثر من كافٍ لدفع شخص ما إلى الحافة. | 
| Halkın takdiri bana yeter de artar bile. | Open Subtitles | نيل إعجاب الأمّة أكثر من كافٍ بالنسبة لي. | 
| Bir çocuğun hayatını mahvettiğim yeter de artar bile. | Open Subtitles | الفشل فى تربية طفل مرة واحدة تكفى فى العمر | 
| yeter de artar bile. | Open Subtitles | هذا وقت وفير | 
| Yılda bir kere benimle olması, bana yeter de artar bile. | Open Subtitles | إمتطائي مرة واحدة في السنة هي أكثر من كافية بالنسبة لي | 
| Eğer 25 yıllık kemik kalıntılarından DNA örneği alınabilirse burada olan yeter de artar bile. | Open Subtitles | لقد تمكنوا من إستخلاص الحمض النووري لشرائح دموية عمرها 25 عام فما تبقى هنا يجب أن يكون كافياً | 
| 9 milyar insanın makul, anlamlı, ve tatmin edici bir hayat yaşayabilecekleri bir toplum inşa etmeye yeter de artar güçte bir temel inşa ettik -- bilim, bilgi, ve teknolojiden oluşan. | TED | قد بنينا أساسا قويا للعلم، المعرفة والتكنولوجيا -- أكثر مما يكفي لبناء مجتمع حيث يمكن لتسعة مليارات شخص أن يعيشوا حياة كريمة ذات مغزى. | 
| Gündüz işlerimizi bırakmamıza yeter de artar. | Open Subtitles | وسيكون ذلك بما فيه الكفاية لنعيش بقية حياتنا بل عمل. | 
| Bu onu hisse senedi sahtekârlığıyla suçlamak için yeter de artar bile. | Open Subtitles | هذا أكثر من كافٍ لنتهمه بالإحتيال في الأسهم | 
| Ulusun hayranlığı bana yeter de artar bile. | Open Subtitles | نيل إعجاب الأمّة أكثر من كافٍ بالنسبة لي. | 
| Orayı almam için o para yeter de artar bile. | Open Subtitles | يجب أن يكون أكثر من كافٍ لشراء الأرض مُباشرة. | 
| Burada bulunduğunuz süre, mahkemeye tavsiye vermeye yeter de artar bile. | Open Subtitles | كان لديكَ وقت أكثر من كافٍ لتقديم المشورى إلى المحاكم | 
| Kız arkadaşını bulmak için yeter de artar bile. | Open Subtitles | وقت أكثر من كافٍ للعثور على صديقتك | 
| Bir çocuğun hayatını mahvettiğim yeter de artar bile. | Open Subtitles | الفشل فى تربية طفل مرة واحدة تكفى فى العمر | 
| Yılda bir kere benimle olması, bana yeter de artar bile. | Open Subtitles | إمتطائي مرة واحدة في السنة هي أكثر من كافية بالنسبة لي | 
| Tek bir ok yetişkin bir Goa'uld'u yıkmaya yeter de artar. | Open Subtitles | رُمح واحد يجب أن يكون كافياً لإصابة (جواؤلد) بالغ | 
| Param, seni bu dertten kurtarmak için yeter de artar bile. | Open Subtitles | لدي أكثر مما يكفي لإراحتك | 
| Gündüz işlerimizi bırakmamıza yeter de artar. | Open Subtitles | وسيكون ذلك بما فيه الكفاية لنعيش بقية حياتنا بل عمل. |