| Yetimhanedeki rahibe buraya taşınıyor, yani beraber geliyorlar. | Open Subtitles | الراهبة في دار الأيتام قد نقلت هنا سوف يأتون مع بعض |
| Oyuncaklar, bebek giysileri ve Yetimhanedeki kadınlar için bazı hediyeler. | Open Subtitles | لعب الاطفال وملابس الاطفال وبعض الهدايا بالنسبة للنساء في دار الأيتام |
| Yetimhanedeki hücre, bana bunu anlatabilir misin? | Open Subtitles | الزنزانة في دار الأيتام هل يُمكنك إخباري بشأنها ؟ |
| Yetimhanedeki rahibelerden birinin, korkmuş bir çocuğa anlattığı bir hikaye. | Open Subtitles | في ذلك الميتم لفتى صغير خائف لم يكن يعرف لِما هو خائف |
| 3. sınıfta Yetimhanedeki çocukları ailem hakkındaki hikâyeyle etkilemek için yaptım. | Open Subtitles | ما هذه؟ صنعتها في الصف الثالث لإثير إعجاب الاطفال الاخرين في الميتم حول قصص والدي |
| Bir de, çok para kazanınca kaldığım Yetimhanedeki çocuklara 3 boyutlu T.V hediye edeceğim.. | Open Subtitles | ..ايضاً، بعدما أجمع الكثي من المال ..أريد إهداء شاشة ثري دي للأطفال بالملجأ الذي عشت به |
| Bunu alıp Yetimhanedeki kızlara çalmalıyım. | Open Subtitles | سأجعل فتيات دار الأيتام يستمعن إليه |
| Yetimhanedeki herkes kadındı. | Open Subtitles | جميع العاملات في دار الأيتام كنّ نساء |
| Ve hiçbir şey elde edemeyeceksin, çünkü o kafesin içinde kilitli kaldığı sürece, hatırlayacağı tek şey Yetimhanedeki o hücre. | Open Subtitles | ، ولن تحصل على أى منها لإنه طالما مازال يقبع داخل ذلك القفص فالشيء الوحيد الذي سوف يتذكره هو تلك الزنزانة في دار الأيتام |
| Gloria, Yetimhanedeki kiliseye girmemiz için ikna etti beni. | Open Subtitles | جلوريا) جرأتني للتسلل إلى المصلى في دار الأيتام |
| Çalıştığım Yetimhanedeki çocuklardan birisi. | Open Subtitles | إنه أحد الأطفال من الميتم الذى أعمل به |
| Yetimhanedeki yangın kitapçığı. | Open Subtitles | قرأت كتيب الحريق في الميتم. |
| Hikayeniz Yetimhanedeki herkesi çok üzdü. | Open Subtitles | قصتك أحزنت كل من بالملجأ |