| Anlaşılan Suudi Dışişleri Bakanlığı Hollandalı yetkililerle arka kapılardan temasa geçmişler. | Open Subtitles | يبدو أن وزارة الخارجية السعودية تعمل بقنوات خلفية مع السلطات الهولندية. |
| yetkililerle her şeyi paylaştığımda almak isteyecekleri bazı önlemler olabilir. | Open Subtitles | يجب الأخذ بها عن طريق السلطات عندما يعرفون بالحقيقه الكامله |
| Sahiden hükümetle ve diğer bütün yetkililerle ilgili çok fazla zorluk olmadığını söylemem gerekir. | TED | وبالتالي يجب علي القول أننا لم نواجه عقبات كثيرة مع الحكومة وجميع السلطات. |
| Pekala, yetkililerle iletişime geçtiğini düşünmeliyiz ve zamanımızı iyi bir şekilde kullanmalıyız. | Open Subtitles | يتعين علينا الافتراض بأنه اتصل بالسلطات لذا يجدر بنا تعجيل جدول مواعيدنا |
| Merak etmeyin, bölgedeki bu ve bunun gibi birçok problemle baş etmek için yetkililerle beraber çalışıyoruz. | TED | لا تقلقون، نحن نعمل مع السلطات لكي نحل مثل المشكلات، والعديد من المشكلات المختلقة في المنطقة. |
| Yerel yetkililerle sorun yaşayacağız. | Open Subtitles | بمعنى أننا سنواجه متاعب مع السلطات المحلية. |
| Mahalli yetkililerle birlikte birini gönderip baktırırım... arama kararı olmaksızın içeri girmeme izin verirlerse. | Open Subtitles | سأرسل أحدهم برفقة السلطات المحلية إذا كان سيسمح لنا بالدخول لمنطقة ممتلكاته من دونما مذكرة |
| Yerel yetkililerle işbirliği yapıp öldürme maksatlı yasadışı patlayıcı nakliyatından tutuklusun. | Open Subtitles | بالتعاون مع السلطات المحلية أستطيع أن أقبض عليك بتهمة نقل متفجرات بنية القتل |
| Birçok şeyde yetkililerle aynı fikirde olmayız, ama polisler bunun hakkında haklı olabilirler. | Open Subtitles | أنا أعلم بأنـّك تتفق مع تشبيهات السلطات لكن ربما تكون الشرطة محقة بهذا الشأن |
| Öncelikli olarak Nikaragua'lı yetkililerle temasa geçin. | Open Subtitles | وراجعا السلطات النيكاراغويّة بحثاً عن سوابق له |
| Onların burada olmalarının tek nedeni, yetkililerle anlaşmak ve seni çıkarmaktı. | Open Subtitles | السبب الوحيد في أنني هنا هو للتفاوض مع السلطات ولأجعلك حرّة فقط. |
| Şimdilik yerel yetkililerle birlikte çalışın. | Open Subtitles | و في الوقت الراهن، قومي بالتنسيق مع السلطات المحليّة |
| Tekrar organize edip, Kanadalı yetkililerle tekrar iletişim kurmalıyız ve o zamana kadar ekibimi trenin önüne tekrar konuşlandıramam. | Open Subtitles | علينا أن نعيد التنظيم ونستعيد الاتصال مع السلطات الكندية ، وحتى يتحقق هذا لا أستطيع أن أوصل فريقي إلى مكانه الجديد |
| Bu sabah yerel yetkililerle bir araya geldim. | Open Subtitles | لقد تقابلت مع السلطات المحلية هذا الصباح |
| Üç vatandaş kendilerini bir Quahog barına kilitlemiş durumda ve yetkililerle fikir anlaşmazlığı yaşıyorlar. | Open Subtitles | ثلاثة رجال محليين حصنوا أنفسهم بداخل حانة كوهاغ , وحاليا في أزمة مع السلطات |
| Bu kişiyle ilgili bir şey biliyorsanız yetkililerle iletişime geçmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | إذا كان لديك معلومات عن هذه الصورة فبرجاء إعلام السلطات |
| Kendisini gördüğünü düşünen her kimsenin yetkililerle iletişim kurması isteniyor. | Open Subtitles | وعلى أي شخص يعتقد أن رآها أن يتصل بالسلطات المختصة |
| Fransız yetkililerle görüşmek birkaç günümüzü aldı. | Open Subtitles | لقد تطلب الأمر يومين لنتصل بالسلطات الفرنسية. |
| Yerel yetkililerle temasa geçeceğim. Sen ve Teal'c, O'Neill ile orada buluşabilirsiniz. | Open Subtitles | سأتصل بالسلطات المحلية أنت و تيلك إذهبا للقاء أونيل هناك |
| Bir arkadaşımın, Japon yetkililerle başı dertte. | Open Subtitles | لي صديق لديه مشكلة مع السّلطات "اليابانية". |
| Öyleyse yetkililerle bu videodaki adam hakkında konuşmamın bir sakıncası yoktur. | Open Subtitles | إذاً، أفترض أنك لن تمانع أن أتحدث للسلطات عن الرجل في هذا الفيديو |