| Sistemimizi etkinleştirdikten Yirmi dakika sonra birileri istismar materyali yüklemeye çalıştı. | TED | في خلال عشرون دقيقة للبث المباشر على نظامنا، حاول شخص ما رفع قطعة معروفة من المواد المسيئة. |
| Seni salak. Yirmi dakika sonra dersim başlıyor. | Open Subtitles | شكرا أيها الغبي أنا عندي درس بعد عشرون دقيقة |
| Yirmi dakika önce yemek masasında oturmuyor muyduk? | Open Subtitles | منذ عشرون دقيقة نحن كنا نجلس على طاولة العشاء, أليس كذلك؟ |
| Üzgünüm. Sizin tarifinize uyan bir kazazede Yirmi dakika önce öldü. | Open Subtitles | أعتذر فالشخص الذي طلبته مطابق للضحية الذي توفي منذ عشرين دقيقة |
| Bu Federal Hall için bir yoldur az Yirmi dakika olacak | Open Subtitles | هو بطريقه للقاعة الفيدرالية سيكون هناك بعد أقل من عشرين دقيقة |
| Yirmi dakika, Charlie. | Open Subtitles | عشرون دقيقة تشارلي في المرة القادمة عندما ازور زوجتك |
| Yirmi dakika. Tek istediğim sessiz ve huzur dolu bir Yirmi dakika. | Open Subtitles | عشرون دقيقة كل ما أريده هو 20 دقيقة من الراحة والهدوء |
| Ve hayatımız ne kadar meşgul olursa olsun, her gün kendimize Yirmi dakika ayıralım böylece Tanrı'nın bir çocuğu olarak kim olduğumuzu derinlemesine düşünelim. | Open Subtitles | ومهما أشغلتكم الحياة أريد منكم تخصيص عشرون دقيقة يومياً من أجل أنفسكم لتفكروا بهويتكم كأحد مخلوقات الرب آمين |
| Beni Yirmi dakika yalnız bırakın ya da acı çekerek ölün demek. | Open Subtitles | تعني اتركني وشأني عشرون دقيقة أو مت بطريقة مؤلمة |
| Kendinize Yirmi dakika ayırmak kadar basit bir şey olsun... | Open Subtitles | سواء كان أمراً بسيطاً لإيجاد عشرون دقيقة لنفسك |
| Kanayıp kaçmaktan çok nefret ederim ama Yirmi dakika içinde doğu bölgesinde olmalıyım. | Open Subtitles | أكره أن أُصاب وأفُر , ولكن يجب أن أتواجد بالجزء الشرقى خلال عشرون دقيقة |
| Yirmi dakika boyunca Muz Balığı hakkında konuştuk. O kadar çok ortak noktamız var ki! | Open Subtitles | وقد تحدّثنا عن سمكة الموز حوالي عشرون دقيقة, لقد اندمجنا كثيراً, الوضع أصبح جنونياً |
| Yaklaşık Yirmi dakika önce telefon yağmaya başladı. | Open Subtitles | لقد بدأت الهواتف بالرنين منذ عشرون دقيقة. |
| Beş dakika demiştin. Yirmi dakika oldu. | Open Subtitles | أنت قلت خمس دقائق وهذا كان منذ عشرون دقيقة مضت |
| Fiona, dinle. Yirmi dakika sonra, o zaman kutlarız. | Open Subtitles | عشرون دقيقة وسيمكننا الإحتفال انتظري فحسب |
| Yirmi dakika sonra sizi gazeteden alırım. | Open Subtitles | سآتى خلال عشرين دقيقة انتظرينى أمام الجريدة |
| Sadece Yirmi dakika sürecek. Bir araba gerek ona. Ver ona anahtarları. | Open Subtitles | لن يستغرق سوى عشرين دقيقة إنه يحتاج لسيارة أعطه مفاتيحك |
| Riley Yirmi dakika sonra ortadan kaybolacak. | Open Subtitles | بعد عشرين دقيقة. رايلي سيختفي وربما إلي الأبد |
| Eğer Yirmi dakika içinde aramazsa, yıkım emrini ben vereceğim. | Open Subtitles | لذلك إذا لم نسمع منه شيئاً خلال عشرين دقيقة برأيي علينا البدء حينها |
| Çekebildiğin kadar iyi çek. Yirmi dakika. | Open Subtitles | اجعل هذا جيداً قدر المستطاع، خلال عشرين دقيقة |
| Yirmi dakika. Açık ağız. Kulaklarına çalışırım. | Open Subtitles | نصعد الى الاعلى عشرون دقيقه قلبة على الفم وسوف العق اذنك |
| Geldiklerinden sonra Yirmi dakika içinde yemek servis etmek ve iki saat mı yoksa on saat sonra mı geleceklerini bilmiyoruz. | Open Subtitles | إعداد العشاء بعد وصولهما بعشرين دقيقة ونحن لا نعلم إن كانوا سيأتون بعد ساعتين أو عشر ساعات |