| Ona ve ırkına, yükselen varlıkları yok edebilecek bir silahla sunulan tehlikeleri önceden gören birisiymiş. | Open Subtitles | وأنها قد توقعت المخاطر التي ستقدم عليها وعلى نوعها بواسطة سلاح قادر على تدمير الوجود المترقي |
| Yükselmiş varlıkları yok edebilecek bir silah. | Open Subtitles | سلاح قادر على تدمير الكائنات الراقية |
| Yükselmiş varlıkları yok edebilecek bir silah. | Open Subtitles | سلاح قادر على تدمير الكائنات الراقية |
| PRIMATECH KAĞIT ŞİRKETİ ODESSA, TEKSAS Burası, dünyayı yok edebilecek bir virüsün saklanacağı bir yere pek benzemiyor. | Open Subtitles | لا يبدو مثل مكان يبقون به فيروس قد يدمر العالم |
| Burası, dünyayı yok edebilecek bir virüsün saklanacağı bir yere pek benzemiyor. | Open Subtitles | يحفظ به فيروس قد يدمر العالم |
| Sadece Ori'ı değil, Eskiler'i de yok edebilecek bir silah. | Open Subtitles | سلاح قادر على تدمير ليس فقط "الأوراي" لكن و "القدماء" كذلك |
| Yükselmiş varlıkları yok edebilecek bir silah. | Open Subtitles | سلاح قادر على تدمير الكائنات المرتقيه |