| Bu bakan, sınırın hep yanlış tarafında mı yolculuk eder? | Open Subtitles | هذا الوزير، هل يسافر دائماً في الجانب الخاطىء للحدود؟ |
| Bu bakan, sınırın hep yanlış tarafında mı yolculuk eder? | Open Subtitles | و هل هذا الوزير يسافر دوماً للجهة الخاطئة من الحدود ؟ |
| Ancak ömrü boyunca yüzbinlerce mil yolculuk eder. | Open Subtitles | لكنه يسافر مئات الآلاف من الأميال في حياته |
| Bazen silahlı bir koruma ile yolculuk eder bazen etmez. | Open Subtitles | أحيانًا يسافر برفقة مسلحين و أحيانًا لا يفعل |
| Prag'da silahlı korumayla yalnızca bir kişi yolculuk eder. | Open Subtitles | ثمة شخص واحد فقط في "براغ" يسافر برفقة حرس مسلح |
| Başkalarıyla yolculuk eder. | Open Subtitles | يسافر مع الاخرين |