| yolcuyu vurdular. Üzerimize ateş ettiler. | Open Subtitles | أطلق النار على الركاب احتجنا فريق لمواجهتهم |
| Sadece bir tahmin ama bu pilotlar gönüllü gelmeye razı olmayan bir yolcuyu almış olabilirler. | Open Subtitles | مجرد تخمين هنا، ولكن أولئك الطيارين يمكن التقاط الركاب الذين لن يأتي على متن طوعا. |
| Uçaktaki 259 yolcuyu öldürmüştü. 11 kişiyi de yerde. | Open Subtitles | قَتلَ كُلّ 259 مسافر أحدَ عشرَ على الأرضِ |
| Geceyi Newfoundland'da geçireceklerini düşünmeyen 400 yolcuyu çok korkuttun. | Open Subtitles | لقد افزعت اكثر من 400 مسافر الذين لم يخططوا لان يقضوا ليلتهم بنيوفولاند |
| Farz edelim ki, araba direksiyonu bir duvara kırıyor, diğer yayaları kurtarmak adına, duvara çarparak arabadaki yolcuyu yani sizi öldürüyor. | TED | ماذا لو انحرفت السيارة في اتجاه الحائط لتسحقك وتقتلك، أنت الراكب فيها، لتنقذ هؤلاء الراجلين؟ |
| Bu şekilde, gece müdürü her otobüsteki her yolcuyu ağırlayabilir. | TED | بهذه الطريقة ، يمكن للمدير الليلي أن يحسب حساب كل راكب في كل حافلة. |
| Olay yerine ilk varan sahil güvenlik gemisi 7 yolcuyu kurtarmayı başardı. | Open Subtitles | كانخفرالسواحلقد استجاب لاشارة الانقاذ التى ارسلتها الباخرة سبعة ركاب فقط هم من نجوا من هذا الكارثة سالمين |
| Şimdi Lift Car yolcuyu varış noktasına götürmek zorunda ama şuna bakın. | Open Subtitles | الراكابة. الآن السيارة اليسري يجب أن تأخذ الراكبة إلى وجهتها، ولكن أنظر إلى هذا. |
| Bu yüzden öncelikle trendeki 93 yolcuyu korumak için o silahlı adamı yakaladın. | Open Subtitles | هذا هو سبب مجابهتك لأولئك المسلحون على القطار في المقام الأول لكي تحمي الركاب الثلاث وتسعين الذين كانوا في العربة |
| - Bir yolcuyu mu izliyorsun? | Open Subtitles | أوه, بعبارة أخرى أنت واحد من الركاب |
| Sen telefondayken ben de birkaç yolcuyu daha öldürürüm. | Open Subtitles | ساقتل بعض الركاب حتى تنتهى من مكالماتك |
| Parmağı bükük olan bir yolcuyu bulmalıyım. Konuşma için sağol. | Open Subtitles | يجب أن أذهب لإيجاد الركاب مع الإصبع الزناديّة - شكراً على التحدّث - |
| 200 yolcu yarım saat içerisinde boşaltılmışken, 69 yolcuyu boşaltmak neden 140 dakika sürdü? | Open Subtitles | لماذا أحتاج إجلاء 69 مسافر إلى 140 دقيقة ؟ بينما إجلاء 200 أحتاج نصف ساعة |
| Sözde cadılarınız yüzünden her bir yolcuyu, her bir gemi personelini araştırdık. | Open Subtitles | لقد فحصنا كل مسافر وكل عضو من طاقم السفينة من أجل ساحرتكَ المزعومة |
| Uçak pistten ayrılmasın.. Her yolcuyu kontrol etmemiz gerek. | Open Subtitles | ابقي الطائرة عند البوابة يجب علينا تفتيش كل مسافر |
| Belki de taksici yolcuyu vurmaya çalışmıştır. | Open Subtitles | ربما حاول سائق سيارة الأجرة إطلاق النار على الراكب |
| Belki de taksici yolcuyu vurmaya çalışmıştır. Hayır, yapma. | Open Subtitles | ربما حاول سائق سيارة الأجرة إطلاق النار على الراكب |
| Bir yolcuyu aldı, ailesini sordu... sonra da beynini dağıttı. | Open Subtitles | لقد رايته ياخذ الراكب... و يساله عن عائلته ثم يفجر راسه تماما على الارض |
| Ama bana bir yolcuyu bulmam için yardım ettiğin sürece, onun hiç kullanmayacak. | Open Subtitles | هذا صحيح ، لكنه قليلاً ما يستخدمه طالما أنك سوف تُساعدني في تحديد موقع راكب |
| Kaçırılan lufthansa uçağındaki teroristler... sürpriz bir biçimde yeni bir ültimatom vererek Ültimatomun dolmasıyla 3 yolcu ve mürettebatı ve sonrasında her 5 dakikada bir yolcuyu vurmakla tehdit etti. | Open Subtitles | بينما مأساة الإختطاف تستمر وتشير التقارير إلى قتل الطيار... وتم التهديد بقتل راكب كل 5 دقائق |
| Biraz önce beş yolcuyu öldürdüm. Üç dakikada bir beş yolcu daha öldüreceğim. | Open Subtitles | لقد قتلت 5 ركاب و ساقتل كل دقيقة خمسة |
| Bütün Wacky Racers yarışçıları yolcuyu hedeften ilk alan olmak için kıyasıya mücadele veriyor. | Open Subtitles | إلي سيارة هامر إنها الرقبة Wacky Racers والرقبة في كل دفع ليكون أول من يلتقط الراكبة. |
| Hummer satıcısı Lift Car'ı yoldan çıkarıyor ve Hummer satıcısı yolcuyu araca alıyor. | Open Subtitles | بائع هامر يدفع السيارة اليسري عن الطريق. وبائع هامر ياخذ الراكابة إلى السيارة، |
| Alışveriş dükkanına kadar birkaç yolcuyu götürebilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أقل بعض المسافرين إلى المركز التجاري |