|                Zili çalmadan önce yangın merdivenini tutması için Wilmer'i yolladım.                | Open Subtitles |                 وقد ارسلت ويلمر لمراقبة سلم الحريق الخلفى قبل دق الجرس,                | 
|                Kızı öldürmen için yolladım. Söylesene, nasıl öldürdün onu?                | Open Subtitles |                 أرسلتُ البنتَ لكي تُقْتَللكَ أخبرْني كيف هَلْ قَتلتَها؟                | 
|                - Acil durum sinyali yolladım. Hızlı bir kurtarma vagonu yollayacaklardır.                | Open Subtitles |                 لقد أرسلت إشارة استغاثة يجب أن يرسلوا شاحنة إنقاذ بأقصى سرعة                | 
|                Ellerine geçmesin diye eve yolladım!                | Open Subtitles |                 لماذا برأيك أرسلتها إلى الوطن ؟ لأنى لا أريدها أن تقع فى أيديهم                | 
|                Onu Amerika'nın en iyi okullarına yolladım.                | Open Subtitles |                 أرسلته إلى أفضل المدارس في أمريكا. عملبشكلجيدجداً..                | 
|                Metropolis'te bir uzmana yolladım onları. Şimdi iyiler.                | Open Subtitles |                 أرسلتهم لأخصائي بمتروبوليس وهم بحال أفضل                | 
|                Birkaç Facebook, ve Twitter mesajı yolladım, ve insanlara 2011'de yapacağım TEDTalk'ımın (TED Konuşması) isim haklarını satın alma fırsatını verdim.                 | TED |                 بعثت بعض الرسائل من الفيس بوك ورسائل من تويتر وأعطيت الناس الفرصة لشراء حقوق الإسم لمحادثتي في تيد ٢٠١١                 | 
|                Sana hepsinden yolladım ama birine bile cevap vermedin... Çok kaba.                | Open Subtitles |                 ارسلت كل هذه ولم أستلم منك أي رد , غير مهذب                | 
|                - Hadi. Düğmelerine bastık. Neyse ben senin hesabından ona msj yolladım.                | Open Subtitles |                 علينا ان نضغط على كبسته على اي حال , ارسلت من حسابك                | 
|                Bana verdiği posta kutusu adresine... eve dönmesi için yalvaran bir telgraf yolladım.                | Open Subtitles |                 ارسلت برقية لها استجديها كى تعود, ارسلتها الى عنوان البريد العام الذى اعطتنى اياه                | 
|                Yolunu kaybetmiş olabileceğini düşünüp refakatçi yolladım.                | Open Subtitles |                 إعتقدتُ بأنّك لَرُبَما نَسيتَ الطريق، لذا أرسلتُ فريقَ مرافقِ لَك.                | 
|                Üç mesaj yolladım. Hiçbirine cevap vermedi.                | Open Subtitles |                 أرسلتُ ه ثلاثة بياناتِ، كُلّ لا جواب لهم.                | 
|                Ekibini aldın, belgelerini de yolladım.                | Open Subtitles |                 لقد حصلتَ على وحدتِك كذلك أرسلتُ طلب ترقيتك إلى المحافظ لقد وفيت بوعدي                | 
|                Ona bir mesaj yolladım, yanlışlık oldu. Çok erken ulaştı.                | Open Subtitles |                 لقد أرسلت له رسالة لكنها أخطأت، لقد وصلت باكرا جدا                | 
|                Çocukları sinemaya yolladım, yani sadece sen ve ben varız.                | Open Subtitles |                 لقد أرسلت الأولاد إلى السينما لذا فقط أنا وأنت هنا                | 
|                Diğer dördünü yolladım ve bu da sadece elleriyle bir şeyler yapabildi.                | Open Subtitles |                 حسناً، لقد أرسلت الأربعة الآخرون وكل ما حصل عليه هذا هو باليد.                | 
|                Hediye birkaç yıla kadar ulaşır. Yerleştiğim yerden postayla yolladım.                | Open Subtitles |                 ستصل الهدية فى خلال سنتين لقد أرسلتها بالبريد من مكان اقامتى                | 
|                - Arabayı getireyim. - Orada değil, onu eve yolladım.                | Open Subtitles |                 ـ أنا سأحضر السيارة ـ لن تكون هناك، لقد أرسلتها للبيت                | 
|                Pekâlâ, hizmetçi burada ama oğlumu buradan yolladım.                | Open Subtitles |                 حسناً الخادمة هنا و إبني قد أرسلته بعيداً                | 
|                Bu arıza ortaya çıkar çıkmaz telefonumu araştırma-geliştirme birimine yolladım.                | Open Subtitles |                 عندما اتضح العيب أرسلته لفريق البحوث والتطوير                | 
|                Onları yanlış odaya yolladım. Başka ne yapacağımı bilemedim.                | Open Subtitles |                 لقد أرسلتهم لغرفة أخرى لم أعرف ما يمكنني فعله                | 
|                Grant Kalesine birini yolladım eğer dayanabilirsek...                | Open Subtitles |                 بعثت ساعي إلى فورت غرانت اذا استطعنا فقط من الصمود                | 
|                Seni çivileri alman için saatler önce yolladım, neler oldu?                | Open Subtitles |                 أرسلتك من ساعات مضت لجلب تلك المسامير، ما الذي حدث؟                | 
|                Bunu Memphis'i terk etmeden önce yolladım.                | Open Subtitles |                 وانا ارسلته قبل مجئي الى هنامن امريكيا من مدينتي                | 
|                Aynı gece siz uyurken hepsini yolladım...                | Open Subtitles |                 وأرسلتها فى تلك الليلة بينما كنتِ أنت غارقة فى النوم                | 
|                Bavullarımı hazırladım, uçak biletimi aldım erkek kardeşine üstsüz fotolarımı yolladım.                | Open Subtitles |                 حزمت الحقائب، وابتعت تذكرة السفر، وأرسلت لشقيقك صورة عارية الصدر. تماماً.                | 
|                Sana az önce indirdiğimiz iki tetikçinin parmak izi resimlerini yolladım.                | Open Subtitles |                 بعثتُ لك صوراً لبصمات المجرمين الذي قتلناهما للتوّ                | 
|                Ona bir davetiye yolladım ve alıp, almadığını öğrenmek istiyorum sadece.                | Open Subtitles |                 انا أرسلت له دعوة و احتاج أن اعرف انه حصل عليها.                | 
|                Önceden yolladım.                | Open Subtitles |                 أرسلتهما في المُقدّمة.                |