| Mahkeme sistemimizdeki apaçık yolsuzlukları temizlemek için tam kapsamlı bir soruşturma başlatacağım. | Open Subtitles | سوف أفتح تحقيقاً موسعاً في تطهير في الفساد الواضح في نظامنا القضائي |
| yolsuzlukları, suistimalleri açığa çıkardılar. | TED | فقاموا بكشف الفساد والانتهاكات. |
| Onlarca ülkede yolsuzlukları ortaya çıkardık. | Open Subtitles | لقد كشفنا الفساد في الكثير من بالبلاد |
| Yerel polisin yolsuzlukları sebebiyle eyalet polisi özel ekibe bizi davet etti. | Open Subtitles | شرطة الولاية دعتنا إلى قوات المهام لتحديد فساد شرطة في الميدان |
| Üst düzey makamlardaki yolsuzlukları ve siyasi cinayetleri gün ışığına çıkarmak vatan hainliği ise evet, suçluyum ben. | Open Subtitles | حسنًا، لوكان من الخيانة عن فساد ضخم في أرقى المستويات وأكشف عن اغتيالات سياسية نعم ، حينها أكون بالفعل مذنبًا |
| Sizin de bildiğiniz gibi iş yürüttüğünüz sektörde yıllardır süre gelen yolsuzlukları soruşturuyoruz. | Open Subtitles | كما تعرف نحن نحقق بالفساد فى عملك الذى يبدو أنه يجرى من سنوات |
| Yani, doğru olanı yapmanızı istemeyen veya ihtiyacı olmayan bir şehirde yolsuzlukları ortaya çıkarmaya çalışan ve doğru olanı yapmaya çalışan genç dedektif ile tanışacaksınız. | Open Subtitles | لذا، فأنت تقابل هذا المُحقِق الشاب الذي هو عازم على كشف الفساد وفعل الشيء الصحيح في المدينة التي لا تريد بالضرورة لك أن تفعل الشيء الصحيح |
| Linç ederek, yakarak, sopayla döverek, gömerek bu kasabadaki yolsuzlukları bitirmek için ne gerekiyorsa yapacağım... | Open Subtitles | حالات إعدام تعسفي والحرق ...والضرب بالهراوات، أوالدفن سأفعل ما هو ضروري لتخليص هذه المدينة من الفساد |
| Devlet yolsuzlukları ve sokak suçları arasına çizgi çekebilirsiniz. | Open Subtitles | هناك علاقة مباشرة بين الفساد |
| Yüzbaşı Gordon yolsuzlukları engelleyeceğine söz verdi. | Open Subtitles | "تعهّد النقيب (غوردن) بالتخلّص من الفساد" |
| Kesinlikle yolsuzlukları bitirirdin. | Open Subtitles | يمكنك بلا شك أستئصال الفساد |
| Kibaki yetkiyi devir alınca-- Kenya'daki yolsuzlukları temizlemeye çalışan güçler koalüsyonu aracılığı ile bir rapor hazırlatıldı ve ilişkili bu rapor için yaklaşık 2 milyon pound harcandı. | TED | وعندما جاء كيباكي إلى السلطة -- عبر مجموعة من القوى كانت تحاول محاربة الفساد فى كينيا -- قد أصدروا هذا التقرير , في حوالي مليونين من الأرطال على هذا و التقرير المصاحب . |
| Hükümetin yaptığı para yolsuzlukları.. | Open Subtitles | من فساد الحكومة إلى هزيمة فريق الكريكت... |
| - FDA ile tehdit ediyor çünkü senato yolsuzlukları soruşturma komisyonu başkanı, hem komik, hemde alay edilecek birşey | Open Subtitles | لديه علاقات بإدارة الـأغذية والعقاقير، لـأنـه يرأس مجلس الشيوخ الفرعي للتحقيق بالفساد. |