| Şimdi hayvanlar aleminde, statüyü yükseltmenin sadece bir yolu vardır, ve bu üstünlüktür. | TED | في عالم الحيوان ، هناك طريقة واحدة فقط لزيادة هذه المرتبة وهو الهيمنة. |
| Belki farklı bir yolu vardır? Kayaya farklı bir açıdan baksam... | Open Subtitles | ،ربما هناك طريقة أخرى ماذا إذا هاجمت الجلمود من زاوية مختلفة |
| Eğer, eski bir deniz komandosu iseniz, hala elinizden geleni yaparsınız. ama bunu öğrenmenin bir tek yolu vardır. | Open Subtitles | إن كنت من القوات البحرية من المحتمل أنه ما زالت لديك تلك المهارة، لكن هناك طريقة وحيدة لمعرفة ذلك |
| Yalan söyleyin demiyorum ama kötü bir haberi vermenin bin bir yolu vardır. | Open Subtitles | لا أعني أن عليك الكذب لكن هناك طرق عديدة في اخبار الشخص بالخبر السيء |
| Her zaman bir yolu vardır! | Open Subtitles | إذا كان يجب أن نفعل، نعم دائماً هناك طريق |
| Yapmayın, bunu halletmenin daha kolay bir yolu vardır mutlaka. | Open Subtitles | هيا. لابد أن يكون هناك طريقة أفضل للتعامل مع هذا. |
| Bu yüzden belki de bunun bizim bakalabileceğimiz daha radikal bir yolu vardır. | TED | ولذلك ربما يكون هناك طريقة أكثر فعالية لهذا الموضوع. |
| Roma ile baş etmenin tek bir yolu vardır, Antoninus. | Open Subtitles | هناك طريقة واحدة للتعامل مع روما يا أنطونينوس |
| Bir kadınla tartışmanın tek bir yolu vardır. Tartışmayacaksın. | Open Subtitles | فقط هناك طريقة واحد للمجادلة مع الإمرأة؛ دكتور لا |
| Eminim bunu çözmenin bir yolu vardır. Buyurun oturun. | Open Subtitles | انا متأكدة ان هناك طريقة ودية للمصالحة تفضلي بالجلوس |
| Belki onlara ulaşmanın başka bir yolu vardır. | Open Subtitles | ربما هناك طريقة أخرى للوصول إليهم طريقة أخرى؟ |
| Ama belki bu işi halletmenin daha iyi bir yolu vardır. | Open Subtitles | ولكن ربما كانت هناك طريقة أفضل للتعامل مع هذا الوضع ما هي؟ |
| O huzuru korumamızın bir yolu vardır belki. | Open Subtitles | سيدتي ربما هناك طريقة لنحفظ هذا السلام , حسناً ؟ |
| Ölmenin birçok yolu vardır. Açlıktan ölmeyi de hiç sevmem. | Open Subtitles | هناك طرق عديدة للموت الموت جوعا ليس طريقتى المفضلة |
| Bir evlilik bitince, buna uyum sağlamanın bir sürü yolu vardır. | Open Subtitles | عندما ينهار الزواج هناك طرق عديدة للمساعدة |
| - Harika dostum. Parayı bulmanın mutlaka yasal bir yolu vardır. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك طريق شرعي للمجيء بهذا المال |
| Mükemmel çileği seçmenin tek bir yolu vardır. | Open Subtitles | أتعلمين ، هُناك طريقة واحدة فقط لإختيار الفراولة المثالية |
| Ben de düşünüyordum, belki başka bir yolu vardır diye. | Open Subtitles | وكنت حينها .. كنت أفكر قد توجد طريقة أخرى, أتعلمون ؟ |
| Böyle berbat bir manzarayı yaratmanın daha kolay... - ...bir yolu vardır bence. | Open Subtitles | يبدو أنّ هنالك طريقة أسهل لعمل فوضى كهذه |
| Bilmiyorum. l kara ışıklı belki, bir portal bir yolu vardır rakam lazım. | Open Subtitles | لا أعلم . أعتقد أن المرشد المظلم لديه طريق ، ربما بوابة |
| Herkesin gitmek zorunda olduğu bir yolu vardır. | Open Subtitles | الجميع لديه طريقة ليتم تصوره بها |
| Bir metal hırsızını yakalamanın tek bir yolu vardır, o da... | Open Subtitles | حسناُ, يوجد طريقة واحدة لإمساك لص المعادن, وهي... |
| Ormanlarımızı, bir düşünceyi ya da herhangi bir şeyi kurtarmanın bir tek yolu vardır. | Open Subtitles | هناك وسيلة وحيدة لانقاذ غابة أو فكرة أو أي شيء ذو قيمة. |
| Bir çift ada tavşanını yemenin tek bir yolu vardır. | Open Subtitles | يوجد طريقه واحده لأكل زوج من الأرانب |
| Ama başka bir yolu vardır. İş o noktaya gelmeyecek. Cisco, yardımın gerekecek. | Open Subtitles | ولكن هناك سبيل آخر لن تؤول الأمور لهذا |
| Bir kadından başarıyla ayrılabilmenin sadece 2 yolu vardır. | Open Subtitles | اسمعني هناك طريقتين للانفصال الناجح عن النساء |
| Belki birbirimize yardım etmenin bir yolu vardır. | Open Subtitles | قد تكون هنالك وسيلة يمكن أن يساعد بها أحدنا الآخر |
| Esas olarak, bunu yapmanın beklentileri iletmenin birçok farklı yolu vardır. | TED | اليت القصيد، هو عدة الطرق المختلفة لفعل ذلك، عدة طرق لتوصيل التوقعات. |