| Huzura ermelisin ki yoluna devam edebilesin.. | Open Subtitles | انت بحاجة لعقد السّلام مع هذا لتستطيعي ان تمضي قدماً |
| Bazen ne zaman yoluna devam etmen gerektiğini bilmen gerekir. | Open Subtitles | أحياناً يجب أن تعرف متى يجب أن تمضي قدماً |
| Hâlâ acı çektiğini biliyorum. Ona söylediğim son şey, yoluna devam etmesi gerektiğiydi. | Open Subtitles | أعرف أنّه ما يزال متألّماً وآخر كلامي له كان أنّ عليه المضي قدماً |
| Olmazsa, yoluna devam etme vakti gelmiştir. | Open Subtitles | إذا لم يحدث ذلك ربما حان وقت المضي قدماً .. شكراً على الاتصال |
| Taşra kozandan çıktığın an daha iyilerine layık olduğunu fark edip yoluna devam edeceğini biliyordum. | Open Subtitles | ما إن خرجت من شرنقتك الريفية، علمت أنها مسألة وقت فقط قبل أن تدرك أنّك تستطيع الحصول على شخص أفضل وتمضي قدمًا. |
| Richmond lokavttan dönüyor ve yoluna devam ediyor. Galibiyet sayısını 17'ye çıkararak. | Open Subtitles | فريق "ريتشموند" يعود من فترة حبسه و يحافظون على تقدمهم في 17 مباراة |
| Diğerleri ona katılsa da katılmasa da bütünlüğünü kendine yegâne sancak edinerek yoluna devam etmiştir. | Open Subtitles | لقد مضى قدماً سواء اتفق معه الأخرون أم لا بنزاهته كشعاره الوحيد |
| Hiçbir hayalet, yoluna devam etmediği sürece huzura eremez. | Open Subtitles | حسناً ، لا أشباح تصبح في سلام حتى تمضي قدماً أخيراً |
| Ama artık hayatta değil ve yoluna devam etmen lazım. | Open Subtitles | وهي ميتة، ويجب عليك ان تمضي قدماً |
| Matilda öleli yıllar oldu. Sen yoluna devam etmelisin. | Open Subtitles | ماتيلدا) ماتت منذ سنين) يجب أن تمضي قدماً الآن |
| Ne Yeraltı Dünyası, ne de yoluna devam etme olacak. | Open Subtitles | لا عالَم سفليّ ولن تمضي قدماً |
| Ama yoluna devam edip onları rahat bırakmalısın. | Open Subtitles | ولكن عليك ِ المضي قدماً وعليك أن تتركيهم يذهبون |
| Ve şimdi yapabileceğin şeyse bu yaranın iyileşmesini umut etmek ki böylece yoluna devam edebilirsin. | Open Subtitles | والشيء الوحيد الذي تستطيع فعله الآن هو أن تأمل بأن تُشفى هذه الجراح لكي تستطيع المضي قدماً |
| yoluna devam etmek gerçekten yapabileceğin en iyi şey. | Open Subtitles | المضي قدماً انه افضل شيء يمكنك فعله حقاً |
| Bu hızlıca olursa da herkes yoluna devam eder. | Open Subtitles | وإذا حدث ذلك بسرعة، يمكن للجميع المضي قدماً |
| Richmond lokavttan dönüyor ve yoluna devam ediyor. | Open Subtitles | فريق "ريتشموند" يعود من فترة حبسه و يحافظون على تقدمهم |
| Şüpheli ehliyetini ve kredi kartını çalmış, 2 hafta kullanıp yoluna devam etmiş. | Open Subtitles | أخذ المجرم رخصة قيادته وبطاقته الإئتمانية استخدمهما لمدة أسبوعين ثم مضى قدماً |