| Şu anda o dönmeden bu plastik kelepçeleri kesmenin bir yolunu bulmamız gerek. | Open Subtitles | في الوقت الراهن، علينا فقط أن نجد طريقة لفك رباطنا قبل أن يعود |
| Bu yeri cennete çevirirken ihtiyaçlarımızı karşılamanın bir yolunu bulmamız gerekiyor. | TED | يجب علينا أن نجد طريقة لتحقيق احتياجاتنا، بينما نجعل من هذا المكان جنة عدن. |
| Gerçek Tom Baldwin'i geri getirmenin bir yolunu bulmamız gerekiyor, ve bir şeyler bildiğimizden şüphelenmesine izin veremeyiz. | Open Subtitles | حسنا ، يجب علينا إيجاد طريقة لإعادة توم بالدوين الحقيقى و يجب ألا يشك بأننا نعلم شيئا |
| Sorun yok. Sadece buradan çıkış yolunu bulmamız gerek. | Open Subtitles | لا بأس، إنّما علينا إيجاد طريقة للخروج مِنْ هنا |
| Evimize gitmenin başka bir yolunu bulmamız gerek. | Open Subtitles | نحن عالقون هنا علينا إيجاد وسيلة للعودة للدّيار |
| Meclis salonuna gitmenin bir yolunu bulmamız gerek. Aydınlatma köprüsü, giriş noktası veya merdiven. | Open Subtitles | نحنُ بحاجة إلى إيجاد وسيلة فوق قاعة المجلس،الإضاءة العملاقة |
| Onu çıkarmanın bir yolunu bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | نحن يجب أن نجد طريق لإبعاده عنه |
| Gel, araştırma laboratuvarına girmenin bir yolunu bulmamız gerek. | Open Subtitles | حسنًا، هيا بنا، يجب أن نجد طريقًا لندخل معمل الأبحاث |
| Hırgür çıkartmadan geçinmenin bir yolunu bulmamız herkesin hayrına olur. | Open Subtitles | ربما لمصلحة الجميع أن نجد وسيلة أنا وأنتِ لتجاوز هذا |
| Onu ordan çıkartmanın bir yolunu bulmamız gere. Muhtemelen kitlidir orda. | Open Subtitles | يجب أن نجد طريقة لنخرجه من هنا يمكن أن يكون محتجزا في المنزل |
| Bilmiyorum, ama uyanmanın bir yolunu bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لا أعلم ، لكن علينا أن نجد طريقة لنستيقظ |
| Şu Ellen Parsons denen avukat, onu Sanchez'den uzak tutmanın bir yolunu bulmamız gerek. | Open Subtitles | لا يمكنني الاعتراض على هذا لكن تلك المحامية الين بارسونز ، يجب أن نجد طريقة لنبعد سناشيز عنها |
| Kemerlerimizi sıkmanın bir yolunu bulmamız lazım. | Open Subtitles | يجب أن نجد طريقة حتى نقتصد في هذا المكان |
| - Bu kadına yardım etmenin bir yolunu bulmamız gerek. | Open Subtitles | علينا أن نجد طريقة لمساعدة المرأة أنت محق |
| Serseriler adasına gitmenin başka bir yolunu bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب علينا أن نجد طريقة أخرى للوصول لجزيرة المنبوذين |
| Pekâlâ. Tecrit Bölümü'ne girmenin başka bir yolunu bulmamız gerek. | Open Subtitles | حسنٌ، علينا إيجاد طريقة أخرى للدخول إلى الوحدة المغلقة. |
| Hala sınırı geçmenin bir yolunu bulmamız gerek. | Open Subtitles | لا يزال علينا إيجاد طريقة لكي نتسلل عبر الحدود |
| Tamam, Prue'yu bizim tarafımıza almanın bir yolunu bulmamız gerekiyor hızlı bir şekilde. | Open Subtitles | حسناً، علينا إيجاد طريقة لجعل "برو" تقف بصفنا بسرعة |
| Ve onun kontrolünü kırmanın bir yolunu bulmamız lazım. Bulacağız da. | Open Subtitles | علينا إيجاد وسيلة لكسر سيطرتها، وسنجدها. |
| Onu konuşturmanın bir yolunu bulmamız lazım. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى إيجاد وسيلة للقضاء عليه . |
| Buradan çıkmanın başka bir yolunu bulmamız lazım. | Open Subtitles | يجب علينا أن نجد طريق آخر للخروج من هنا |
| Kordondan çıkmanın bir yolunu bulmamız lazım. | Open Subtitles | علينا أن نجد طريقًا للخروج من الحاجز الوقائيّ. |
| Eğer burada bir şeyler başaracaksak hırgür çıkartmadan geçinmenin bir yolunu bulmamız herkesin hayrına olur. | Open Subtitles | إذا كنا سنفعل شيئاً من هذا المكان، ربما لمصلحة الجميع أن نجد وسيلة أنا وأنتِ لتجاوز هذا نتجاوز غضبكِ اتجاهي. |