| New York'taki otobüs şoförleri eğer ellerinde cep telefonuyla görülürlerse anında işten kovuluyorlar. | TED | اقالة فورية لسائقي الحافلات في نيويورك ، إذا شاهدوا الهاتف المحمول في أيديهم. | 
| Paranın geri kalanı, New York'taki kendi posta kutuma giden taahhütlü kargoda. | Open Subtitles | بقية المال بداخل طرد مسجل معنون لي علي صندوق بريد في نيويورك | 
| New York'taki tüm erkeklerle ve Brooklyn'dekilerin bazılarıyla yattığımı mı? | Open Subtitles | بأنني ينام مع كل رجل في نيويورك وبعض في بروكلين؟ | 
| David, hala New York'taki o dairede mi oturuyorsun? | Open Subtitles | ديفيد, هل ماتزال تعيش فى نيويورك فى تلك الشقة ؟ | 
| New York'taki herkese gözlerini kapayıp, yüze kadar saymalarını söyleyeceksin, değil mi? | Open Subtitles | ستجعل كل رجل ومرأة وطفل في مدينة نيويورك يغمضون أعينهم ويعدون للمئة | 
| Her nasılsa New York'taki herkesi bir yastıkta kocanabilecek kimseler gibi gösterdi. | Open Subtitles | وعلى نحو ما جعل الجميع في نيويورك يبدون كا شريك رومانسي متاح | 
| New York'taki bütün güvenlik güçleri, şu an buraya geliyor. | Open Subtitles | كل ضابط قانون في نيويورك . ذاهبون إلى هنا الآن | 
| Olcott, New York'taki otellerin her birine ikişer adam gönder. | Open Subtitles | فنادق ألكوت في نيويورك إرسال رجلين إلى كل واحد منهم | 
| Aslında ben favori müzelerimden birini göstereceğim, New York'taki Metropolitan Museum of Art. | TED | سأقوم بالفعل بزيارة أحد مفضلاتي، متحف المتروبوليتان للفنون في نيويورك. | 
| Evet şimdi hızlıca New York'taki MoMA'ya geçelim. | TED | وبالتالي الآن دعونا فقط سريعا نفقز إلى متحف الفن الحديث، مجددا في نيويورك. | 
| Burası Whitney, New York'taki Meatpacking District'te yer alıyor. | TED | هذا هو معهد ويتني الجديد للفنون. في مقاطعة ميتباكينج في نيويورك. | 
| Accra'daki annem, Boston'daki ikiz kız kardeşim, New York'taki en iyi arkadaşlarım: Bu bağlar benim için birer yuva gibi. | TED | والدتي في آكرا،أختي التوأم في بوسطن، آصدقائي المقربين في نيويورك: هذه العلاقات هي الوطن بالنسبة لي. | 
| New York'taki Özgürlük Adası'nın ortasında duran bir insanın bir sıçrayışta Özgürlük Heykeli'nin tepesine ulaşmasına eşdeğer. | TED | و هو ما يعادل شخصاً واقفاً في وسط جزيرة الحرية في نيويورك و بقفزة واحدة يصل إلى قمته | 
| Ben de her gazetecinin yapacağı bir şey yaptım: Kendisine bir mektup yazdım, röportaj talebinde bulundum ve mektubu New York'taki kulesine gönderdim. | TED | لذلك فعلت ما كان سيفعله أي صحفي كتبت له رسالة خطيّة طلبت إجراء مقابلة معه، وأرسلتها إلى برجه في نيويورك. | 
| Her sabah arkadaşım Jonathan New York'taki aynı sokak satıcısından bir gazete alıyor. | TED | كل صباحٍ، صديقي جوناثان يشتري صحيفةً من تاجر الشارع نفسه في نيويورك | 
| Bu New York'taki bir galerinin açılış gününde olan ve farklı olgunluklara sahip muzlardan oluşan bir bütün duvar. | TED | هذا حائط كامل من الموز عند درجات مختلفة من النضوج في اليوم الإفتتاحي لهذا المعرض في نيويورك. | 
| Güzel şeyler söylerim ve sen de New York'taki tek odalı evinde rahatça izlersin. | Open Subtitles | سأقول أمور طيبة ويمكنني المشاهدة من راحة غرفتكِ في نيويورك | 
| David, hala New York'taki o dairede mi oturuyorsun? | Open Subtitles | ديفيد, هل ماتزال تعيش فى نيويورك فى تلك الشقة ؟ | 
| Ama kim öldürdüyse suçun Frank'e kalacağını biliyordu ve nereden bileceksin, New York'taki bütün polisler Punisher'ın kafasını asılı istiyorlar. | Open Subtitles | ولكن من فعل أعرف أن فرانك سيستغرق اللوم، وماذا تعرف، كل شرطي في مدينة نيويورك يريد رئيس المعاقب على عصا. | 
| Tespit ettiklerine göre New York'taki suç oranı arttı. | Open Subtitles | ... لقد إكتشفوا وجود قاتلين سابقين حقيقيين | 
| Stajını yaptığı New York'taki St. Vincent Hastanesi para ödemiyordu. | TED | فترته التدريبية في مستشفى القس فنسنت بنيويورك لم تجلب له المال الكافي |