| - Umarım benim sanal kredi kartımı yutar. | Open Subtitles | جهازي الوهمي نسخ ملفاً واحداً ، فلنأمل أن يبتلع الطعم حسنا أنا أراه |
| Onların anneleri, şişman hanım, babaları da kılıç yutar ve aslanları ehlileştirir. | Open Subtitles | الأم هي السيدة السمينة والأب يبتلع السيوف ويروض الأسود |
| Bir haftasonu uzaklaşır, birkaç taş atar biraz gözyaşı bombası yutar ve kız arkadaşına nasıl da tehlikeli olduğunu anlatırsın. | Open Subtitles | انت تخرج لرحلة نهاية الاسبوع ترمي بعض الحجاره... تبتلع بعض الغاز المسيل للدموع... |
| Kim bütün bir lades kemiği yutar ki? | Open Subtitles | من الذي ابتلع عظم الترقوه بالكامل ؟ |
| FBI bunu yutar. | Open Subtitles | لذلك ستصدق الشرطة الفدرالية ذلك |
| Acımasızca herkesi yalayıp yutar. | Open Subtitles | ه يلتهم أي شخص بلا رحمة. |
| Onu denizin dibine yollarız ve bir balina yutar onu. | Open Subtitles | نحن دفعها إلى أسفل إلى سيوورلد والحصول على الحيتان لابتلاع لها. |
| Ekmeğini yutar gibi yeme. | Open Subtitles | لا تزدري الخبز هكذا فقط |
| Sizi yalayıp yutar demekle yetineyim, efendim. | Open Subtitles | دعنا نقول أنها سوف تلتهمك يا سيدي |
| Eğer iyi konuşursan ve iyi görünürsen, millet her şeyi yutar. | Open Subtitles | إن بدوت أنيقاً وتكلمت بشكل حسن الناس سيصدقون كل شيء |
| O yaratık beni yalayıp yutar! | Open Subtitles | ذلك الشيء سوف يلتهمني |
| - Tekmele gitsin. - Evet, tabii. Eğer tekmelersem ayağımı yutar ve beni Mordor'a sürükler. | Open Subtitles | أجل ، لو ركلته ، سوف يبتلع قدمي ويسحبني لموردور |
| Senin oğlun böyle bir halt etmez s*kini böcekler yer, seni unutmak için bulduğu her hapı yutar. | Open Subtitles | Fucks ابنك أي شيء يتحرك، وقال ديك يؤكل بالخلل، أنه يبتلع حبوب منع الحمل أي أنه يمكن |
| - Umarım benim sahte kredi kartımı yutar. | Open Subtitles | ، جهازي الوهمي نسخ ملفاً واحداً - فلنأمل أن يبتلع الطعم |
| Adamı yutar. | Open Subtitles | . إنها تبتلع الرجال. |
| "Tepeleri tek başına yutar" | Open Subtitles | ~ تبتلع التلال الوحيدة ~ |
| "Tepeleri tek başına yutar" | Open Subtitles | ~ تبتلع كل ما هو صغير ~ |
| Birden oluşan çukur iki kardeşi yutar. | Open Subtitles | الانهيار الذي حدث فجأةً ابتلع الشقيقين |
| Önce yutar mısın şunları lütfen? | Open Subtitles | ابتلع أولاً من فضلك |
| - Sence bunu yutar mı? | Open Subtitles | و هل تظني أنها ستصدق هذا؟ |
| Yangtze Nehri bütün sırları yutar. | Open Subtitles | - نهر الـ(ينجز) يلتهم جميع الأسرار - |
| Hapları fıstık ezmesinin içine koyarsan daha rahat yutar. | Open Subtitles | مع زبدة الفول السوداني ، هو أسهل لابتلاع. |
| Ekmeğini yutar gibi yeme. | Open Subtitles | لا تزدري الخبز هكذا فقط |
| Sizi yalayıp yutar demekle yetineyim, efendim. | Open Subtitles | دعنا نقول أنها سوف تلتهمك يا سيدي |
| Bunlar her şeyi yutar. | Open Subtitles | سيصدقون أيّ شئ. |
| O yaratık beni yalayıp yutar! | Open Subtitles | ذلك الشيء سوف يلتهمني,هل تعلم |
| Oyuncu olduğunu sanıyor. Kesin yutar. | Open Subtitles | تصرّفي بودّية، فهو يظن نفسه متلاعباً سيبتلع الطعم |
| Kaplan köpekbalıkları çöp tenekesi gibi her şeyi yutar. | Open Subtitles | قرش النمرِ مثل القمامة سَيَأْكلُ أيّ شئَ. |