| O Yuvarlak şeylere lastik denir ve arabanın altına takılır! | Open Subtitles | هذه الأشياء المستديرة تدعى إطارات وهى توضع فى أسفل السيارة |
| Ve Yuvarlak bir masanın etrafında Hannah Montana'nın yanına oturdum, ki çoğu zaman sırtı bana dönüktü. | TED | وجلست بجوار هانا مونتانا على طاولة عشاء مستديرة مع ظهرها نحوي معظم الوقت. |
| Saçlarınız daha açık renkti. Ufak, Yuvarlak çerçeveli gözlük takıyordunuz. | Open Subtitles | شعرك كان أفتح و كنتِ ترتدين نظارة ذات عدسة دائرية |
| Küçükken Yuvarlak bir yüzüm olduğundan melek olduğumu sanırdım cidden. | Open Subtitles | عندما كنت صغيرة كنت اعتقد انني ملاك لان وجهي دائري |
| İnsanlar dünyanın düz olduğuna inanırken... Yuvarlak bir dünya düşüncesi onları çok korkutuyordu. | Open Subtitles | عندما إعتقد الناس ان الأرض كانت مسطحة فكرة ان العالم مستدير أخافتهم بسخافة |
| Hızlıca, Aristotle, onun şeyi, bu düz değil aptal Yuvarlak. | TED | بسرعة، أرسطو، حجته كانت، انها ليست مسطحة، غباء، انها مدورة. |
| Belki de siz bir vaka sunmadan önce Yuvarlak masada yapmalıyım. | Open Subtitles | ربما ان اقوم بمفاجأتها عند الطاولة المستديرة قبل ان تقدموا القضية |
| Peki bahsettiğim tüm bu Yuvarlak şeyler? | TED | و ماذا عن كل هذه الأشياء المستديرة التي لاحظتها؟ |
| Wace, Arthur efsanelerinin en önemli öğelerinden Geoffrey'nin kılıcı, şatosu ve büyücüsüne Yuvarlak Masa'yı ekledi. | TED | أضاف وايس حجر زاويةٍ آخر من أسطورة آرثر إلى سيف جيفري، القلعة، والساحر: الطاولة المستديرة. |
| - Yuvarlak değil işte, düz. O mektubu hatırlıyor musun hani bize... | Open Subtitles | أن الأرض مستديرة هى ليست مستديرة، هى مستوية |
| - Dünya Yuvarlak değildir. - Ne mırıldanıyorsun, Doktor? - Dünya Yuvarlak değildir, düzdür. | Open Subtitles | هى ليست مستديرة بماذا تغمغم حوله، دكتور؟ |
| Yuvarlak bir masa mı? Bu nasıl bir saçmalık? | Open Subtitles | طاولة مستديرة ما نوع هذا العمل الشيطانى؟ |
| Bir örnek şu, Lesbos'taki taş ustalarının çalışırken Yuvarlak kolonları ölçmeleri gerektiğini görüyor. | TED | على سبيل المثال .. عندما يرى الحجار يعمل على جزيرة ليسبوس ويحتاج ان يقوم بعملية قياس أعمدة دائرية |
| Bu bölgeye daha yakından baktığınızda, birşeyler görmeye başlıyorsunuz daha önce bilmediğimiz dalgalı kanallar gibi. Birkaç Yuvarlak cisim görüyorsunuz. | TED | عندما تنظر إلى تلك المناطق عن قرب , تبدأ أن ترى أشياء أمثل قنوات متفرعة, لم نكن نعرف. ترى بضع اشكال دائرية. |
| İlk başta kurşun kalemler el yapımıydı, Yuvarlak yapılıyorlardı. | TED | في البداية عندما كانت تصنع الأقلام يدويًا، كانت تصنع بمقطع دائري. |
| Ya küçük bir sapı olan kubbeli düğmeler var ya da çerçevesi olan veya olmayan Yuvarlak benzeri çeşit var, ya iki delikliler ya da dört. | TED | الزر إما يكون مقببًا بساق صغيرة، أو فقط دائري بإطار أو بدون، بفتحتان أو أربعة. |
| Lafınızı böldüğüm için kusuruma bakmayın ama bu parlak numune, uzun mu Yuvarlak mı kare mi yoksa dikdörtgen mi kıvırcık istediğinden pek emin durmuyordu. | Open Subtitles | مساء الخير, اغفرى لى تدخّلى فى شئونك الخاصة ولكن هذا الذكى لا يعرف ان كان يريد الخسّ طويل ام مستدير ام مربع لذا احضرت مجموعة |
| Eğer dünyanın Yuvarlak olduğunu söylersen, sonun akıl hastanesi olur. | Open Subtitles | لو قال ان العالم مستدير فسوف يقولون أنه مجنون |
| Yuvarlak şekli dışarı taştığında ana gayesi erkeklerin dikkatini çekmektir... | Open Subtitles | ,عندما تكون مدورة ومنتفخة للخارج تكون سبب رئيس لأجتذاب الرجال |
| Anneniz ve babanız buluştuğunda, döllenmiş bir yumurta oldu; şu küçük çıkıntılı Yuvarlak şey. | TED | لذا، عندما اجتمع أمي وأبي، تكونت بويضة مخصبة، ذلك الشيء المستدير الذي تخرج منه بقعة. |
| Bana göre en iyi düğmeler genellikle Yuvarlak. | TED | بالنسبة لي، الزر الأفضل هو الزر الدائري. |
| Yuvarlak içine alınmış nokta etkilemeye çalıştığımız olan -- hükümet için popülist destektir. | TED | ان هذه الدوائر هي التي نحاول أن نؤثر عليها اي جلب الدعم الشعبي للحكومة |
| Ama baş yapıt olarak Yuvarlak dipli kaynatma imbiği, 5000 ml'lik. | Open Subtitles | لكن الطبق الرئيسي: قارورة ذي قاع مدور للغليان، 5000 ملي ليتر. |
| onun Yuvarlak olduğunu fark ediyordu. Ve sürekli Yuvarlak bir gölgeye sahip olan şekil bir küredir, işte ispatı bu. Dünya yuvarlaktır. | TED | يكون دائرياً، و الشكل الوحيد الذي قد يخلق ظلاً دائرياً باستمرار هي الكرة، وبالتالي فالأرض كروية |
| Annem üstünde turuncu Yuvarlak olanı alır. | Open Subtitles | لا, أمى تشترى النوع الذى فيه دوائر برتقالى |
| Eğer o önce uyur da bana arkasını dönerse bu kez ben ona sarılırdım ve Yuvarlak kalçalarını karın boşluğumda hissederdim. | Open Subtitles | وعندما تخلد الى النوم وتذهب الى الجهة الاخرى من السرير اقترب إليها واحضنها وأستشعر مؤخرتها المستديره وبطنها وصرتها |
| Fakat bazı UFO raporlarının bu geniş, aşırı parlak Yuvarlak ışınlar olabileceğinden bahsediliyor. | Open Subtitles | مع أنه تعارف عليها سابقاً أنها تقارير من أجسام غامضة قد تكون صادرة سريعاً من هذه الومضات الواسعة الكروية شديدة السطوع. |
| - Yuvarlak yapmak zorundasın. - Ona binlerce kez söylemelisin. | Open Subtitles | عليك ان تجعليها دائريه وانت قلت هذا ألف مرة |