| Ve arka koltukta oturan 1.80'lik zürafanın yaptığı gibi arsızca flört edersen onu hayat boyu köpek yavrun olarak kullanabilirsin. | Open Subtitles | و لو داعبتيه بلا حياء مثل ما فعلت هذه الزرافة التي في المؤخرة سيكون كلبك الوديع للأبد |
| Stattaki o zürafanın arkasına sıkışıp kalmam gibi. | Open Subtitles | مثل تلك المرة عندما علقت وراء الزرافة في لعبة الكرة |
| Bu kişi oturma odanızdaki dört ayaklı ahşap zürafanın onu yol boyunca taşımanıza yardım eden kişiye vermek istediğinizi bilen biri değil. Evet bu benim vasiyetimde var. | TED | ولن يكون هذا الشخص معروفًا ترغبون في وجود الزرافة الخشبية ذات الأربعة أقدام في غرفة معيشتكم للذهاب للشخص الذي ساعدكم في حملها عبر نصف العالم، ونعم، هذا مكتوب في وصيتي. |
| Gelecek sefere bir zürafanın üzerine oynarım. | Open Subtitles | ذكّرني في المرة القادمة أن أراهن على زرافة. |
| Mesela bir aslan zürafanın yanına gider ve şöyle der: " Dostum, şu adamı gördün mü?" | Open Subtitles | والتي... أساساً, إنها عن أسد والذي يذهب إلى زرافة |
| Sanki inekle zürafanın karışımı gibi. | Open Subtitles | وكأنها خليط بين البقرة والزرافة |
| Geçen hafta mesaj çekerken zürafa çalısına dalmıştım arabayla sende histeri krizine girip zürafanın ayağını incittiğimi söylemiştin. | Open Subtitles | أتذكرين الأسبوع الماضي عندما إنحرفت بإتجاه الزرافة لأنّني كنت أرسل رسالة نصّية، وأنتِ أصبحت هستيرية وقلتِ أنّني آذيت أرجلها؟ |
| zürafanın boynu yıldızlara bakmak içindir. | Open Subtitles | عنق الزرافة موجودة للتحديق للنجوم |
| Bu ağaçlar zürafanın kurtuluşu. | Open Subtitles | هذه الأشجار هي طوف نجاة ذكر الزرافة |
| zürafanın boynu... | Open Subtitles | عنق الزرافة |