| Ganyana karşı zaafı vardı ama kaybedince de arkası sağlamdı. | Open Subtitles | كان عنده أيضاً ضعف لرهان الخيول وقوة لخسارة تلك الرهانات |
| SSD'lerin ek bir zaafı vardır. | TED | الأقراص ذات الحالة الصلبة لديها نقاط ضعف أيضا |
| Anlayacağınız, Bayan Wardh'un siyah bir arabası yok, ama her zaman kendisinin kana karşı bir zaafı olmuştur. | Open Subtitles | ترى، السيدة ورده ما عندها سيارة سوداء لكن عندها دائما ضعف للدم |
| İnsan zaafı işime gelmiyor değil. Nasıl gelmesin ki? | Open Subtitles | الضعف البشري ليس أمراً أحبّطه كيف لي ذلك؟ |
| Hastane eğitimi var ve her zaman Downton'a zaafı olmuştur. | Open Subtitles | إنه متدرب في المستشفى ودائماً ماكانت الداون تاون نقطة ضعفه |
| Senin tekniğini görmedikten sonra muhtemelen senin saldırının onun zaafı olduğunu farketti ve ikisini birden | Open Subtitles | وبمشاهدتها لأسلوبك , أدركت أن أسلوب قتالك هو نقطة ضعفها ومعركة اثنان ضد واحد |
| Belki de biz erkeklerin sizin gibi güzel kadınlara bir zaafı vardır. | Open Subtitles | ربما يكون لدي ضعف اتجاه امراه حسناء مثلك |
| Mutlaka bir zaafı vardır. | Open Subtitles | هناك أصبح لكي يكون بعض الضعف أو ضعف في مكان ما. |
| Ama Senatör Geary'nin bir zaafı var. | Open Subtitles | ولكن لدى السيناتور جيري نقطة ضعف واحدة وهي فتيات النداء |
| Annenin babana karşı olan zaafı planlarımızı olumlu yönde etkiledi. | Open Subtitles | مع العالم الهالك ضعف والدتك تجاه والدك .. أدي إلي مساهمة إيجابية في خططنا |
| Babamın pahalı, egzotik yerlere karşı bir zaafı vardı. | Open Subtitles | أبي كان لديّه ضعف للمواقع، الغربية الغالية |
| Bildiğimiz kadarıyla iki zaafı var: Viski ve kadınlar. | Open Subtitles | و حسبما نعرف لديه نقطتا ضعف هما الويسكي والنساء |
| Görünüşe göre, güzel bayanlara zaafı varmış. | Open Subtitles | كما يبدو أن لديه نقطه ضعف تجاه النساء الجميلات |
| Kadınlardaki bu zaafı işimizin yararı için kullanmalıyız. | Open Subtitles | هناك ضعف لدى النساء يجب علينا استغلاله لصالح الاعمال |
| Fakat sistemin zaafı, mutlak gücü elinde bulunduran tepedeki kişiye bağımlı olmasıydı. | Open Subtitles | لكن ضعف النظام يأتى من اعتماده التام على شخصية من يصل إلى القمة |
| Babanın güzel, güçlü kadınlara karşı bir zaafı vardı. | Open Subtitles | كانت لأبيك نقطة ضعف نحو النساء الجميلات القويّات. |
| Bu ejderhanın bir zaafı olmalı. | Open Subtitles | هذا التــنين بالتــأكيد لــديه نقطة ضعف. |
| Biz fanilerin birçok zaafı vardır. | Open Subtitles | نحن الهالكون لدينا الكثير من مواطن الضعف |
| Çünkü senin zaafın onun güçlü yanı onun zaafı da senin güçlü yanın. | Open Subtitles | حسناً، لأن نقاط ضعفك هي نقاط قوته لكن نقاط ضعفه هي نقاط قوتك |
| Kaba elleri olan adamlara karşı korkunç bir zaafı var. Yapbozun en mühim parçasını unutuyordum neredeyse. | Open Subtitles | نقطه ضعفها الرجل الذي يملك يدان قويتان كدت أنسى اهم شيء |