| Barakanı düzeltecek zamanın varsa... birkaç kaya taşıyacak zamanın da vardır. | Open Subtitles | إن كان لديك الوقت لإصلاح كوخك فبالتأكيد لديك وقت لنقل بعض الصخور |
| Eğer zamanın varsa gelip ona yeni kitabını okumalısın. | Open Subtitles | اذا كان لديك الوقت تعال و اقرأ له كتابك الجديد |
| Aslında ziyaretimin sebebi zamanın varsa benimle gelir misin diyecektim. | Open Subtitles | في الحقيقة، جئت لأطلبك إن كان لديك وقت فراغ لترافقني. |
| Ama eğer zamanın varsa başka bir protesto yapabilirim . | Open Subtitles | لكنني أريد أن أقدم إعتراض آخر إذا كان لديك وقت |
| Aslında zamanın varsa birer kahve içmeye de gidebiliriz. | Open Subtitles | ما لم يكن ، إذا كان لديك بعض الوقت بأمكاننا إحضار بعض القهوة |
| Bir bardak kahveye zamanın varsa. | Open Subtitles | أذا كان لديكِ وقت لكوب قهوه بينما أنتِ بالبلده, |
| Eğer zamanın varsa neden biraz kalmıyorsun? | Open Subtitles | إن كان لديك الوقت لم لا تبقى لبعض الوقت؟ |
| Eğer zamanın varsa ne bileyim, o özel sarılmalarından birini yapabilirsin. | Open Subtitles | أتعلمين, لو كان لديك الوقت لا أعرف, ربما يمكنك عناقي.. |
| zamanın varsa yemek dağıtımın da yardımın iyi olur insanlarla aram iyi değildir | Open Subtitles | يمكنني دائمًا الاستعانة بأحد بتوصيل الوجبات إذا كان لديك الوقت كلا، لست جيدًا حول الناس |
| zamanın varsa ön verandadaki "Bayan 13" grafitisinin üzerini boyamanı istiyorum. | Open Subtitles | إذا كان لديك الوقت الكافي أود منك أن تقوم بطلاء شعار " الميس 13" على الشرفة الأمامية.. أولاً |
| - zamanın varsa eğer. - Tüm zamana sahibim. | Open Subtitles | اذا كان لديك الوقت - لدي كل الوقت في العالم - |
| zamanın varsa birgün atışa gidelim. | Open Subtitles | علينا الذهاب للصيد يوم ما ,اذا كان لديك وقت |
| Onun gibi birisi için suçlu hissetmeye zamanın varsa git şu anki olaylardan herhangi birini çözümle. | Open Subtitles | ان كان لديك وقت لتشعر فيه بالذنب على شخص كهذا اذهب افضل وحل واحدة اخرى من القضايا الحاليه |
| zamanın varsa benimle kahve içmek ister misin? | Open Subtitles | ان كان لديك وقت .. هل ترغب بتناول كوب من القهوة معى ؟ |
| zamanın varsa kahve içelim diyecektim. | Open Subtitles | اود اخذك من اجل احتساء القهوة ان كان لديك وقت |
| Tamam, eğer zamanın varsa seninle konuşmak istediğim bir şey var. | Open Subtitles | أريد أن أتكلم معك بشأنه إذا كان لديك وقت .. إنه شخصي بعض الشيء |
| Düşündüm de, Homer, eğer biraz zamanın varsa... | Open Subtitles | كنت أفكر .. إن كان لديك بعض الوقت يا هومر |
| Eğer Pazartesi günü zamanın varsa, düzgün bir şekilde tanışabiliriz. | Open Subtitles | إذا كان لديك بعض الوقت يوم الاثنين، يمكننا التعارف عن قرب. |
| Cornelius, bugün boş bir zamanın varsa projeni daha etraflıca görüşmek isterim. | Open Subtitles | (كورنيليوس) ، إن كان لديك بعض الوقت اليوم) أحب أن نتناقش بالتفصيل حول بعثتك |
| Yani, eğer zamanın varsa. | Open Subtitles | أعني فقط لو كان لديكِ وقت. |