| Yağmurların başlamasıyla nehrin yükselip, yiyecekleri balıkların gelmesine daha zaman var. | Open Subtitles | محاصرة وسريعة في الركض وراء طعامها لا زال هنالك وقت طويل قبل أن تعود الأمطار وترتفع الأنهار لتجلب معها طرائدها .. |
| Tammy, seninle tanıştığımda kısırlığım yaklaşıyordu, ama hala zaman var. | Open Subtitles | لقد كنت أقترب من اليأس عندما ألتقيت بكِ، لكن ما يزال هنالك وقت. |
| Ama bilmen gerektiğini düşündüğüm bir zaman var, özellikle bir zaman... | Open Subtitles | ولكن كان يوجد وقت وقت بالتحديد اعتقدت أنه يجب أن تعرفيه |
| Bir sonraki yarıştan önce bahis oynamaya zaman var mı bilmiyorum... ama gelsene hayatım. | Open Subtitles | أظن لم يعد لدينا وقت طويل قبل السباق القادم ، لنضع الرهانات تعالي يا عزيزتي |
| Biliyorsun, senin ihtiyarın sözüne kulak asman için hâlâ zaman var yani bunu olduğu yerde bırakmak için. | Open Subtitles | أتعلم، لـازال لديك وقت لتأخذ بنصيحة رجل كبير بالعمر، وتترك تلك الـأموال حيثُ هي. |
| Ama ben öldüğümde kendi çocuğunuz olması için daha zaman var. | Open Subtitles | ولكنعندماأموت.. لازال هناك الوقت لتحظى بطفل لنفسك |
| Hâlâ zaman var. Onlar buraya gelmeden Christian onu hâlâ öldürebilirsin. | Open Subtitles | ما زال أمامنا وقت يمكننا قتله قبل أن يصلوا إلى هنا |
| Bunu sonra yapmak için.. ..yeterince zaman var. | Open Subtitles | إنها محقة، ثمّة وقت وفير لنقاش هذا لاحقًا. |
| zaman var olmamışken, sen ve ben vardık. | Open Subtitles | قبل أن يكون هنالك وقت حيثما كنا أنا وأنتِ |
| Hala zaman var.Ailemi ikna edebilirim. | Open Subtitles | لا يزال هنالك وقت سوف أقنع والداي وسأخبرهم... |
| Daha çok zaman var diye düşünüyordum. | Open Subtitles | لطالما ظننتُ أنّه سيكون هنالك وقت أكثر |
| Gün içinde yeteri kadar zaman var görünmüyor. | Open Subtitles | يبدو فقط انه لا يوجد وقت كافي بالنهار. |
| Bu hiç adil değil! Daha çok zaman var! | Open Subtitles | هذا ليس عدلاً, كان يوجد وقت الآن |
| Henüz bir şey bulamadık, ama hâlâ zaman var. | Open Subtitles | لم نتوصل إلى شئ بعد ، لكن يزال لدينا وقت |
| Benim ıslak macerama da zaman var sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أننا لدينا وقت لأروي قصتي الخاصة بالمغامرة البحرية |
| - Artık, bir organınız koptuğu zaman körelmeler olmadan tekrar bağlamak için çok daha fazla zaman var. | Open Subtitles | -حسناً, عندما تقطع الجزء ... ليس لديك وقت كافى قبل أن تضمر الخلايا... -أوف |
| - Dondurma için zaman var mı? | Open Subtitles | لديك وقت للأيس كريم؟ |
| - Dünya asla kızını tanıyamayacak ama Sam'i kurtarmak için hala zaman var. | Open Subtitles | العالم لن تعرف على الذين ابنتك قد لقد كان، ولكن ما زال هناك الوقت المناسب لإنقاذ سام. |
| Hâlâ zaman var mı? | Open Subtitles | هل مازال أمامنا وقت ؟ |
| Yol uzun Damon. Düşünmek için onca zaman var. | Open Subtitles | طريق مفتوح يا (دايمُن)، ثمّة وقت طويل للتفكير. |
| Çocuklar için çok geç ama beni kurtarmak için bolca zaman var. | Open Subtitles | لقد فات الاوان على بقية الشباب, لكن هناك متسع من الوقت لإنقاذي |
| Her zaman var, ama cesaretim yok. | Open Subtitles | هناك دائما النوايا ولكن أنا فقط لم يكن لديك الشجاعة. |
| Uçak hazır olana dek zaman var. "Ebeveynler çocukların dişlerini bileyledikleri kemiklerdir." | Open Subtitles | سوف يكون وقت متسع لإعداد الطائره "الآباء والأمهات هم العظام |
| Törenden önce hala biraz zaman var, Albay. | Open Subtitles | مازال هناك بعض الوقت قبل المراسم , كولونيل |
| Bu adamları bir Hıristiyan gibi gömmeye zaman var mı? | Open Subtitles | هل هناك وقت كافي لإعطاء هؤلاء الرجال دفن مسيحي صحيح؟ |
| - Hâlâ zaman var. - Olay ufkuna girmeyi düşünmelisin. | Open Subtitles | لا زال هناك وقت يجب أن تأخذ أفق الحدث بالإعتبار |