| Yerinde sayıp, saçma araştırmalar yapan ve katıldığı konferanslarla övünen sen ve öbür gerzekler doktoranızı zar zor bitiriyorsunuz. | Open Subtitles | أنت و زملائك الآخرين الذين أنهوا الدكتوراة بصعوبة الذين يقضون الوقت في أبحاث عقيمة و يفتخرون بالمؤتمرات التي يحضرونها |
| Yerinde sayıp, saçma araştırmalar yapan ve katıldığı konferanslarla övünen sen ve öbür gerzekler doktoranızı zar zor bitiriyorsunuz. | Open Subtitles | أنت و زملائك الآخرين الذين أنهوا الدكتوراة بصعوبة الذين يقضون الوقت في أبحاث عقيمة و يفتخرون بالمؤتمرات التي يحضرونها |
| Jason ve Argonotlar ölümcül oklarından zar zor kaçınarak, kıyılarından geçti. | TED | أبحر جاسون وبحارو الآرغو بمحاذاة شواطئهم، وبالكاد نجوا من بطش أسهمهم. |
| - Umarım kirayı arttırmaz. Şimdiki haliyle bile zar zor yetişiyorum. | Open Subtitles | أَعْني، أنا بالكاد يُمْكِنُ أَنْ أَتحمّلَ هذا المكانِ كما هو الان. |
| Oraya gidip pozitif değişiklikler yapmaya başlamak istiyorum ama zar zor yürüyebiliyorum. | Open Subtitles | أود الخروج إلي هناك للقيام بأشياء إيجابية ولكن أنا بالكاد أستطيع المشي |
| İyi bir fikir olduğuna emin misin? zar zor ayakta duruyorsun. | Open Subtitles | هل تعتقد إنّ هذه فكرة جيدة أنت بالكاد تستطيع أن تقف |
| Ekibim, çinko, magnezyum ya da demir izine zar zor rastlayabildi. | Open Subtitles | إستطاع فريقي أن يجد بصعوبة أثر الزنك، أو المغنيسيوم، أو الحديد |
| Taksi durdu. İçinden vücudumu zar zor çıkardım asansöre yürürken bedenimin her gramını hissediyordum. | TED | ومن ثم توقفت سيارة الاجرة وسحبت نفسي بصعوبة منها وكنت أشعر بثقل نفسي .. كما لو كنت واقفة في مصعد .. |
| Kaptan, biliyorum kahrolasıca bir formsuzluk var üzerimde. Ama bugün topa zar zor vurdum. | Open Subtitles | أعرف أننى لم أكن جيدا لكنى ضربت الطابة بصعوبة اليوم. |
| Büyürken ailesinin çiftçi olarak çok çalışıp zar zor kazandığını gördü. | TED | خلال نشأته شاهد والديه وهما يكدحان كمزارعين وبالكاد يستطيعان العيش. |
| Nihayetinde Rusça'dan 5.000 kelime ezberlemeniz ve bunlardan zar zor bir cümle kurabilmeniz mümkün. | TED | على أيّ حال، يمكنك استظهار 5000 كلمة من اللغة الروسية، وبالكاد تستطيع صياغة جملة. |
| Eğer işlemleri yaparsak zar zor içki içebilecek yaşa sahip oluyorum. | Open Subtitles | عندما كنت تفعل الرياضيات، أنا بالكاد من العمر ما يكفي للشرب. |
| - Girmeme izin vermiyor. zar zor dayanıyorum. Yeteri kadar güçlü değilim. | Open Subtitles | إنها لا تدعني أدخل، أنا بالكاد أصمد ولست قوياً بما يكفي الآن. |
| Sesi o kadar kısıldı ki, ne dediğini zar zor duyuyorum. | Open Subtitles | صوتها منخفض جدا أنا بالكاد أستطيع سماعها |
| Kaza yapmadan anakaraya gidip gelebilmeyi zar zor sağlıyorum. | Open Subtitles | بالكاد أستطيع إيصالها إلى البر الرئيسي بدون تحطيمها |
| Yüzeyin 200 ile 1.000 metre altında güneş ışığı zar zor parıldıyor. | TED | على عمق 200 وحتى 1000 متر، حيث بالكاد تستطيع أشعة الشمس أن تتسلل. |
| Ama başlangıçların parasını bile zar zor ödeyebildi. | Open Subtitles | و بالكاد كان يمتلك ما يكفي من المال لكي يدفعه كمُقدم |
| Tekrar kafasını suya sokmadan önce zar zor birazcık hava alabiliyordu | TED | وكان بالكاد يستطيع التنفس قبل أن يعود برأسه تحت الماء؛ |
| Kesişmeyi gerçekleştirirken zar zor kontrol edebildiğin bir itiş vektörün olacak. | Open Subtitles | ستقرب من نقطة الإعتراض بإستخدام دفع موجه بالكاد يمكنك السيطرة عليه |
| Umarım gece boyunca uyuyabilir. zar zor yedi. | Open Subtitles | اتمنى ان يستطيع النوم الليلة انه بالكاد اكل |
| -Sosyal sigorta maaşını zar zor aldığını söyledin, şimdi Leydi Ester mi oldu? | Open Subtitles | قلت لي انها بالكاد حصلت عليها على الاختيار الضمان الاجتماعي. والآن هي سيدة أستور؟ |
| zar zor görebiliyorum. Neden bu kadar arkada oturuyoruz? | Open Subtitles | انا بالكاد اراه لماذا نحن جالسون هنا بالاعلى ؟ |
| Onların hepsine bakamazsınız. Kendinizi zar zor besliyorsunuz. | Open Subtitles | أنت لا تستطيعي أن تتحملي بقائهم نحن بالكاد نطعم انفسنا |
| Lütfen! Şipşak için fazla yaşlıyım. Sallanmayı bile zar zor yapıyorum. | Open Subtitles | أرجوكِ, أنا كبيره جداً لأحضى بعلاقه جنسيه قصيره بالكاد استطيع التأرجح |
| Zaten zar zor buluşabiliyorken, dün gece benden neden kaçtın? | Open Subtitles | لماذا هربت منى أمس و كنا بالكاد قد التقينا ؟ |