| Ama insanlar zarar görüyor, artık para benim için bir anlam ifade etmiyor. | Open Subtitles | ولكن الأن الناس يتأذون المال لا يعني شيئاً لي |
| Sana yakın olan insanlar zarar görüyor. Bu bir gerçek. | Open Subtitles | الناس الذين يقتربون منك يتأذون,تلك حقيقة |
| İnsanlar sen etraflarındayken zarar görüyor. | Open Subtitles | الناس يتأذون وأنت دائماً تكون موجود |
| Bak, sırlarımdan kurtulmanın bir yolunu buldum ama değer verdiğim herkes zarar görüyor. | Open Subtitles | وجدت طريقة للتعايش مع أسراري ولكن كل أحد يعز علي يتعرض للأذى |
| Çünkü fark etmediysen söyleyeyim ama etrafımdaki her şey zarar görüyor. | Open Subtitles | مني، لأني لا أدري إن كنت لم تلاحظي لكن كل من يحيط بي يتعرض للأذى |
| Çünkü önemsediğin insanlar zarar görüyor. | Open Subtitles | لأن الأشخاص الذين تهتم لأمرهم يتأذون. |
| - İnsanlar zarar görüyor. - Biz içerideyiz. | Open Subtitles | الناس يتأذون ونحن في الداخل |
| Bana yakın olan insanlar zarar görüyor. | Open Subtitles | الأشخاص القريبون مني يتأذون |
| Masum insanlar zarar görüyor. | Open Subtitles | ثمة أبرياء يتأذون. |
| Şimdi de Mutfak'ın her tarafındaki insanlar zarar görüyor. | Open Subtitles | والأن كل من بالمطهي يتأذون |
| Saf olma, Eve. Masum insanlar zaten zarar görüyor! | Open Subtitles | لا تكوني ساذجة يا (إيف)، أناس أبرياء يتأذون بالفعل |
| Etrafımdaki herkes zarar görüyor. | Open Subtitles | كل من حولى يتعرض للأذى |
| Etrafımdaki insanlar zarar görüyor. | Open Subtitles | من حولي يتعرض للأذى |
| Herkes zarar görüyor. | Open Subtitles | يتعرض للأذى |