| Kafamızı kuma gömmeyeceğiz Marie. Yoksa bu babama zarar verebilir. | Open Subtitles | لن نضع رؤسنا بالرمل يا مارى هذا قد يؤذى والدنا |
| Anne, gece lambalar söndükten sonra bir şey bize zarar verebilir mi? | Open Subtitles | أمي؟ هلّيمكن لأيّ شئ ان يؤذينا بعد انارة الاضاءة الليلية ؟ |
| Ne yazık ki acını dindirecek kadar güçlü ilaçlar Bebeğe zarar verebilir. | Open Subtitles | لسوء الحظ ، أي شيء قوي بما يكفي لمساعدتك سيؤذي الطفل |
| Bir şey söylemek zorunda değilsiniz. Ancak sonradan mahkemeye söyledikleriniz boşa çıkarsa, bu savunmanıza zarar verebilir. | Open Subtitles | حسب القانون العام للدولة ؛ أي شئ تقوله سيضركَ في دفاعاتك في المحكمة. |
| Buradayken de birine zarar verebilir. | Open Subtitles | حسناً ، بأمكانِها أيذاء أحداً ما هُنا كذلِكَ |
| Ayrıca, gerçekten maskot güvenliği hakkında endişeliler çünkü kafamızda dev bir başlıkla saatlerce duruyoruz ve bu omurgaya zarar verebilir. | Open Subtitles | أيضاً ,إنهم قلقون بشأن سلامة التميمة, لأنه عند قضاء ساعات طِوَال مرتدين الرأس يمكن أن يؤذي العمود الفقري. |
| Bir melek başka bir meleğe zarar verebilir... | Open Subtitles | ... حسناً ، ملاك واحد يُمكنه إيذاء آخر ، لذا |
| Bu kadar ufacık birşey nasıl insanlara zarar verebilir? | Open Subtitles | كيف يستطيع هذا الشديد الصغر أن يؤذى أى شخص؟ |
| Bir hasta onların kendilerine zarar verebilir çünkü gördükleri rüyanın gerçek olduğuna inanırlar. | Open Subtitles | قد يؤذى المريض نفسه بسبب انه يؤمن بان ما يحلم به حقيقه. |
| Garanti yok. Bu arada, Micheal tekrar kendine zarar verebilir. | Open Subtitles | لا يوجد اى ضمانات , و فى نفس الوقت قد يؤذى مايكل نفسه مرة اخرى. |
| Gece ışıkları yandıktan sonra bize bir şey zarar verebilir mi? | Open Subtitles | هلّيمكن لأيّ شئ ان يؤذينا بعد انارة الاضاءة الليلية ؟ |
| Sadece bir şey bize zarar verebilir, o da ölüm. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الممكن يؤذينا هو هذا الموت |
| Ama bunu yapmak kişiye veya çevresindekilere daha çok zarar verebilir. | Open Subtitles | ما لم يكن القيام بذلك سيؤذيهم أو سيؤذي الآخرين |
| Bir şey söylemek zorunda değilsiniz. Ancak sonradan mahkemeye söyledikleriniz boşa çıkarsa, bu savunmanıza zarar verebilir. | Open Subtitles | و أي شئ تقوله سيضركَ في دفاعاتك في المحكمة. |
| Birine zarar verebilir. | Open Subtitles | بأمكانِها أيذاء أحداً ما |
| Yani Bular insanlara zarar verebilir mi? | Open Subtitles | أنت تقول ان بولار هذا يمكن أن يؤذي الناس؟ |
| Ya da birine zarar verebilir. | Open Subtitles | أو يُمكنه إيذاء شخصاً ما |
| Bilin diye söylüyorum, bu söyledikleriniz savunmanıza zarar verebilir. | Open Subtitles | ما أعرفه، إذا قمت بهذا، ربّما يُؤثر على دفاعك. |
| Benim gibi ödlek bir kancık birisine nasıl zarar verebilir ki? | Open Subtitles | كيفَ يُمكنُ لجبانٍ مِثلي أن يُؤذي أحداً؟ |
| İnsanlarda, arseniğe maruz kalmak hücre etkileşim ve işlevine zarar verebilir. | TED | في البشر، أن التعرض للزرنيخ بالإمكان أن يتلف الطريقة التي تتواصل بها الخلايا وتؤدي عملها. |
| - Birkaç saatte dünya kadar zarar verebilir. | Open Subtitles | يمكنه إحداث الكثير من الدمار خلال ساعات قليلة |
| Onun için önemli olan herhangi birine zarar verebilir. | Open Subtitles | أيّ أحدٍ له أهميّة في حياتها قد يكون عرضةً للخطر. |
| O duygularını dışa vurur, ve onun güvenine ihanet etmek, çok büyük zarar verebilir. | Open Subtitles | حسناً انها تخرج للعمل و تسعى بكل ثِقه أنها يمكن أن تتأذى كثيراً |
| Unless jane is stable with a realistic appreciation sadece ne olduğu değil, ne olacğı da cinsiyet değişim ameliyatı ona daha fazla zarar verebilir birinden bunu istemek çok zor değil mi? | Open Subtitles | إلا ان كانت جين مستقرة في الواقع ليس فقط بما هي عليه الآن ولكن بما ستصبح عليه بعد ذلك -جراحة تغيير الجنس يمكن أن تضر أكثر مما تنفع |
| Hakkında bilmediğimiz bir şeyle alakalı. Öyle birşey ki hepimize zarar verebilir. | Open Subtitles | انه شىء لم نعرفه عنها شىء قد يضر بنا جميعاً |