| Ama sanırım onu mutlu ediyorsa yeterince zararsızdır. | Open Subtitles | ،لكني أفترض ان كان ذلك يجعلها سعيدة .فهو ليس مؤذي |
| Demek istediğim, o zararsızdır. Hiç yapmadığı şeyleri yaptığını söyler durur. | Open Subtitles | أعني بأنه غير مؤذي تحدث عن كل الأوقات والأمور التي لم يقم بها |
| Eğer tüm iç organlarınız yer değiştirseydi, situs inversus denen durum ortaya çıkar ki çoğunlukla zararsızdır. | TED | إذا انقلبت أعضائك الداخلية، وهي حالة تعرف بانقلاب التموضع، غالباً ما تكون غير مؤذية. |
| Korkmayın, bu zavallı, zararsızdır. | Open Subtitles | لا تخافي ، إنه غير مؤذٍ |
| Kısa süreli yer çekimsizlik, vücut içinde neredeyse zararsızdır. | TED | داخل الجسم، انعدام الوزن على المدى القصير هو في الغالب غير ضار. |
| Oldukça zararsızdır, zaten patlatılana kadar hepimiz öyle değil miyiz! | Open Subtitles | إنها غير ضارة بما فيه الكفاية حتى أنفجرت |
| Hayır, hayır. O kesinlikle zararsızdır. Garip bir takıntısı haricinde. | Open Subtitles | انه غير مؤذ اطلاقا باستثناء انحراف ذهني صغير |
| - Aslında zararsızdır. - Kendini Teddy Roosevelt sanıyor. | Open Subtitles | . إنه غير مؤذى - . إنه يظن نفسه تيودور روزفلت - |
| - Virüs mü? - Lampington hastalığı olabileceğini düşünüyorum. Çok nadir görülür ve çoğu durumda zararsızdır. | Open Subtitles | أعتقد أنه مرض عادي إنه نادر و غير مؤذي في معظم الحالات |
| Etkileri son derece gerçekçi ama zararsızdır. | Open Subtitles | إنّ التأثير حقيقي جدا، لكن غير مؤذي. |
| İçilebilir ve zararsızdır. | Open Subtitles | أنت يمكن أن تشربه، وهو غير مؤذي. |
| Tamam. Reggie zararsızdır. Özel biri olmak istiyor. | Open Subtitles | ريتشي غير مؤذي يريد أن يكون مميزاً |
| zararsızdır, yeni insanlarla tanışmayı çok sever. | Open Subtitles | إنه غير مؤذي فقط يحب التعرف على الجميع |
| Doğru tutarsanız yılanlar zararsızdır. | Open Subtitles | إذا تُعالجُهم بشكل صحيح، الأفاعي غير مؤذية. |
| Bildiğimiz kadarıyla, hayalet hareketliliğindeki bu artış, zararsızdır. | Open Subtitles | على حد علمنا فالزيادة في النشاط الشبحي غير مؤذية |
| Clostridium kirdir ve temelde zararsızdır. | Open Subtitles | المطثية توجد بالوحل وفي الأساس غير مؤذية |
| Genelde zararsızdır. | Open Subtitles | الأمر غير مؤذٍ في الغالب |
| Hangi uzvu keseceğini hatırlaması gerek. Bunun dışında zararsızdır. | Open Subtitles | يحتاج لتذكير نفسه بالأطراف التي يحتاج لقطعها، غير ضار بنحوٍ مختلف |
| Kendi doğal alanında... "botrytis cinerea" insanlara karşı tamamen zararsızdır. | Open Subtitles | في حالتها الطبيعية، إن "بوتريس سينيريا" تماماً غير ضارة للبشر |
| Tamamen zararsızdır. Sadece oyun oynamak istiyor. | Open Subtitles | إنه غير مؤذ هو فقط يريد أن يلعب |
| Affedersiniz. Oldukça zararsızdır. | Open Subtitles | عذراًً أنه ليس مؤذى |
| Bir yarığı kapatmak her zaman bir iz bırakır ve bir enerji yaratır. İnsan ırkı için zararsızdır. | Open Subtitles | لكن إغلاق مثل هذا الشق ينتج عنه . آثاراً قد تكون مؤذيةٌ للبشر |
| zararsızdır. | Open Subtitles | انه يتكلم. |
| Bu kediotu kokuyor, zararsızdır tabii başka şeyle karıştırılmazsa. | Open Subtitles | هناك رائحة فاليريان و هى غير مؤذيه لكن هناك شيئا تم إضافته |
| - Tamamen zararsızdır. | Open Subtitles | إنه غير مُؤذي |
| İşlemci olmadan zararsızdır. | Open Subtitles | بدون وحدة المعالجة المركزية، لن يكون ضاراً. |