| Bunu zaten biliyoruz. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نخترقه نحن نعرف ذلك ما وجهة نظرك ؟ |
| Mührün mumyayı zapt etmek için kullanıldığını zaten biliyoruz. | Open Subtitles | حسناً، نحن نعرف أن إستخدام الختم كان لإحتواء المومياء |
| P1: Ne olduğunu zaten biliyoruz, şimdi bize düzgünce anlat. | TED | شرطي1: نحن نعلم بالفعل ما حدث، فأخبرنا بالتفصيل ولا تكذب علينا. |
| SD: Orada olduğunu zaten biliyoruz ve üzerinde veriler edindik de. | TED | ش.د: نحن نعلم أنه موجود هناك، ولقد جمعنا بيانات حوله. |
| Ama hangisini seçeceğini zaten biliyoruz, değil mi? | Open Subtitles | ولكنك تعرف مسبقا ً ما الذي ستفعله أليس كذلك؟ |
| Hiçbir şey, efendim. Bilmemiz gereken her şeyi zaten biliyoruz. | Open Subtitles | لا شيء يا سيدي، نحن بالفعل نعلم كل ما نحتاجه |
| Ve böylece, güzel görünür. Çünkü bunu hoş ve özlü biçimde nasıl yazacağımızı zaten biliyoruz. | TED | ولذا فهي تبدو جميلة. لأننا نعرف بالفعل كيفية كتابتها بطريقة موجزة وجميلة. |
| Bunu zaten biliyoruz. Güvenliği bir kat daha arttırdık. | Open Subtitles | نحن نعرف بالتأكيد حول هذا لقد اتخذنا طريق آخر للأمان |
| - Lanet bir pislik. Onu döverdi. - Bunu zaten biliyoruz. | Open Subtitles | هذا الفاسد الصغير لقد ضربها نحن نعرف هذا فعلا |
| Jüri bizi haklı bulmaya cesaret edemeyecek, bunu zaten biliyoruz. | Open Subtitles | المحلفون لن يجرأوا أن يوافقوننا نحن نعرف ذلك مسبقاً |
| Kendisinden bahsedilmesini istediğini zaten biliyoruz. Gazeteyi bir yere atıp gidebilirdi. | Open Subtitles | نحن نعرف انه يريد ان يكون جديرا بالانباء ربما رماها جانبا فحسب |
| İğneyi vurununca hayatta kalacağını zaten biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعرف فعلا أنه يستطيع أن ينجو من الجرعة |
| Bağımlı olduğunu zaten biliyoruz uyuşturucu hazırlarken, parmaklarını yaktığını düşünüyorum sonra da parmakları sargıdayken, kapıyı maymuncukla açıp, gitarı çaldı. | Open Subtitles | نحن نعلم بأنه مدمن مخدرات لذا , أعتقد بأنه كان يقوم بصنع المخدّر الخاص به و قد أحرق أصابعه و قد كانت الضمادات على يده |
| yani, zaten biliyoruz ki sen açık forumlara karşı saplantılısın. | Open Subtitles | أعني نحن نعلم بالفعل أن لديك حب للنقاشات المفتوحة |
| Senin yaptığını zaten biliyoruz ama sorumlusu sen olmayabilirsin. | Open Subtitles | الآن ، نعلم بالفعل بأنك الفاعل، لكن محتمل بأنك غير مسئول. |
| Birini sattıklarını zaten biliyoruz bu demek oluyor ki diğerlerini de sattılar. | Open Subtitles | ونحن نعلم بالفعل بأنهم باعوا واحداً وهذا يعني انهم قد باعوا وحوشاً آخرين |
| Ama hangisini seçeceğini zaten biliyoruz, değil mi? | Open Subtitles | ولكنك تعرف مسبقا ً ما الذي ستفعله أليس كذلك؟ |
| Şovdan anlattıklarını zaten biliyoruz. | Open Subtitles | نحنُ بالفعل نعلم ما تقولينه .من خلال البرنامج |
| Beaumont'un arasının patlayıcılarla iyi olduğunu zaten biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف بالفعل أن بيمونت يتعامل مع المتفجرات بشكل جيد |
| Ancak bu kişilerin uçakta olduklarını zaten biliyoruz. | Open Subtitles | ما عدا أننا نعرف كل هؤلاء الاشخاص كانوا على متن الطائرة |
| Kurbanın bu bitkinin çiçeğiyle temas ettiğini de zaten biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم مسبقاً أن الضحية كان في إتصال مع زهرة تلك النبتة |