| Benim Zee hakkında konuşmayı bırakırsan Sadie'nin kadın olduğunu kabul ederim. | Open Subtitles | سأقر بأن سادي امرأة إذا كففت عن التكلم عن زي خاصني |
| Evet, biliyorum Doktor ama ben belki Zee'yi dışarı çıkarabilirim diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | اجل, أعرف, أيها الطبيب لكن كنت أتسال إن بإمكاني الخروج مع زي |
| Yapma Zee. Bu konuyu kapattığımızı sanıyordum. | Open Subtitles | دعك من ذلك يا زي لقد ظننت بأننا تجاوزنا ذلك |
| "Tappan Zee Bridge" hiç bu kadar küçük değildi. | Open Subtitles | كوبرى تابين زى كان يبدو صغيرا |
| Yapma Zee. Bu konuyu kapattığımızı sanıyordum. | Open Subtitles | دعك من ذلك يا زي لقد ظننت بأننا تجاوزنا ذلك |
| Kameraman Vishal Gor ile birlikte Yash Dayal, Zee Haber. | Open Subtitles | ' انا وبجانبي المصور , فيشال جاور ' ' وياش دايال ، قناة زي نيوز ' |
| Zee, haydutluktan vazgeçmem gerek. | Open Subtitles | زي, تخليت عن كوني خارجا عن القانون |
| Zee, bölgeyi koru. Flea'yi yerine koy. | Open Subtitles | زي تعال الى هنا واترك فلي في محله |
| İyi yetiştin. Yukarı çık ve Zee'ye bilgi ver. | Open Subtitles | نشاط جيّد, ريد تعال إلى هنا و زي القصير . |
| Zee benimkini beğenmedi, ben de git kendini becer dedim. | Open Subtitles | " زي " لا تحب أعضائي التناسلية فقلت لها ضاجعي نفسك |
| Sponsorlarımızı, Zee Haber'i, ekibimi, personelimi, herkesi. | Open Subtitles | منتجين "زي نيوز" وفريقي والموظفين وكل الطاقم العمل |
| Zee TV konferansı kesinlikle gösterecek. | Open Subtitles | أن قناة زي من المؤكد أنها ستغطي المؤتمر |
| Ben Ajan Beyonce ve bu da ortağım Ajan Zee. | Open Subtitles | أنا العميل "بيونسي"، وهذا شريكي العميل "جاي زي". |
| "E.F. Montgomery Kostümleri, Tappan Zee, New Jersey." | Open Subtitles | (أي, أف) , ألبسة (مونتغري),تقاطع (تابن زي) في (نيو جرسي) |
| - Küçük Zee Mimms? | Open Subtitles | زي ميمس الصغيرة؟ |
| - Bak Zee... - Şimdi gidip ağlayacağım. | Open Subtitles | أسمعي, زي سأبكي الآن |
| - Boşa zaman harcıyorsunuz. - Zee, eve git. | Open Subtitles | تضيع وقتك زي, عودي إلي المنزل |
| Ne hissettiğini biliyorum Zee ama bunu yapamazsın. | Open Subtitles | (أعلم كيف تشعرين (زى لكنك لا تستطيعين فعل ذلك |
| Zee, cayman ısırığıyla uğraşıyor. | Open Subtitles | و ( زى ) تتعامل مع لدغة التمساح الاستوائى |
| Zee, bu doğru. | Open Subtitles | يا (إلزابيث) أنا متأكد أن هناك شئ شرير تحدث قبالة هذا الشارع |
| Zee'nin pantolonuna girmek için her yıl bir kere gelir. | Open Subtitles | لقد ظهر مرة منذ عام وحاول أن يصل إلى (بنطال (زيتا |
| Şebeke çökmüş olmalı. Zee, tamponad. Brenner buraya gel. | Open Subtitles | الشبكة لابد انها قد انفجرت (ذى ) (تامبوندا) (بيرنر) تعالو هنا |