| Şehre tüm zemin katlarda çalışma/yaşam mekanlarıyla yerleşiyoruz. | TED | أسكنّا المدينة بوضع مساحات العمل والمعيشة على جميع الطوابق الأرضية. |
| Sabit bir noktada duran zemin tabanlı yeni radar sistemleri var. | TED | هناك نُظُم الرادار الأرضية الجديثة التي تبقى في نقطة واحدة. |
| zemin katın tek bir girişi var ki siz de buradan gireceksiniz. | Open Subtitles | بابٌ واحد في الدور السفلي, وهو الذي ستدخل منه. |
| zemin katın bu kısmını Anna için yapmasında babama yardım etmiştim. | Open Subtitles | لقد ساعدت أبي في إصلاح هذا الجزء من القبو خصوصاً لأجلها |
| Doğu merdivenini kullan. Seni zemin kata çıkartır. | Open Subtitles | عليك ان تستعمل السلالم الشرقيه سوف تنزل للطابق الارضي في ثوان |
| Görevi, yeni gelen nesil için zemin hazırlamak ve yolu göstermektir. | Open Subtitles | واجبه هو وضع الأساس لأولئك الذين هم في المستقبل ويشير للطريق |
| Umuyorum ki bu karmaşıklık bakış açısı bizim bir ortak zemin bulmamızı sağlayacaktır. | TED | أتمنى فعلاً أن يسمح منظور التعقيد هذا بإيجاد بعض الأرضية المشتركة. |
| Bu zemin cilalı ve dayanıklı bambu dokusundan yapıldı. | TED | هذه الأرضية مصنوعه من قشرة الخيزران المقاوم المصقول. |
| Konu silah terörü olduğunda, ne kadar çok ortak zemin olduğunu öğrendiğinize şaşırabilirsiniz. | TED | وقد تتفاجأ عندما تعلم، حينما يتعلق الأمر بالعنف الناتج عن الأسلحة النارية، بمقدار الأرضية المشتركة بيننا. |
| zemin plakası aşağı. Zorlar ve onu oradan dışarıya çekersen, adamı parçalarsın. | Open Subtitles | لوح الأرضية للأسفل.لو أنك حاولت و جذبته للخارج من هناك فسوف تحطمه إرباً |
| Gelecek hafta Hawaii 50 maratonunun sonuna vardığında... asit zemin kaplamalarını eritmiş olur. | Open Subtitles | مع الوقت تصل إلى نهاية الخلفية من ماراثون هاواي خمسة صفر كان على الأسيد أن يأكل ألواح الأرضية |
| zemin kilometrelerce uzundu ve çok kötüydü. | Open Subtitles | انها كيلومترات و كيلو مترات من الأرضية السيئة |
| zemin kattaki jeneratörlerin benzini bitecek. | Open Subtitles | سينتهي الوقود من مولدات الكهرباء في الطابق السفلي |
| Onu merdivenlerden aşağı dondurma dükkanının zemin katına götürdü. | Open Subtitles | أخذها إلى الطابق السفلي في قبو محل الآيس كريم |
| Meşhur tanığımız mahkeme binasının zemin katında öldürülmüş. | Open Subtitles | النجم الشاهد أُغتيل في قبو مبنى المحكمة القبو ؟ |
| Bu zemin kat, izolasyon odasının beş kat altı. | Open Subtitles | هذا هو الطابق الارضي, اسفل حجرة العزل بخمسة طوابق. |
| Bu yürüyüşler, günümüzde ABD'de etkisi devam eden tarihi değişikliklere zemin oluşturmuştur. | TED | هذه المسيرات كانت حجر الأساس للتغييرات التاريخية التي نراها تحدث اليوم في الولايات المتحدة. |
| Sonra bir pusula ve eğim ölçerle mağaranın yukarı doğrultusunda ve zemin ve tavanların eğimlerini ölçülür. | TED | ثمّ يجب استعمال بوصلة و مقياس الميلان لمعرفة الاتجاه الذي يتجه نحوه الكهف و قيس انحدار الأرضيّة و الأسقف. |
| - Evet. Kütüphanenin ikinci zemin katındaki korkunç maceramdan döndüm. | Open Subtitles | أجل، عدت من المغامرة الشيّقة القابعة في قبو المكتبة الثانويّ. |
| zemin ahşap kaplama, çalışır durumda altı adet şömine var. | Open Subtitles | جميع الأرضيات من الخشب الصلب وبة ما يقارب ستة مدفآت تعمل |
| zemin olduğu gibi, muazzam büyüklükte oyulmuş bir taş levhayla kaplıydı. | Open Subtitles | الارضية كانت مغطاه بالكامل من قبل كتلة حجارة ضخمة للذكرى |
| Ona sırf merdiven çıkmak zorunda kalmasın diye zemin katta oldukça geniş bir hücre ayarladım. | Open Subtitles | لقد وضعتة فى زنزانة كبيرة فى الدور الارضى حتى لا يضطر ان يستعمل السلالم |
| Bu parke zemin, yerde penisimin gireceği büyüklükte bir delik olsa hiç durmaz becerirdim. | Open Subtitles | هذه ارضيه من اخشاب صلبة, إذا كان هناك عقدة في الارضيه كبيرة بما يكفي لقرع دينغ دونغ, وأود أن اخرج القذاره منهم. |
| Onun için önemli olan, eski ve yeni dünyasını ayıran okyanus değildi. Ortak zemin bulmakla alakalıydı. | TED | لم يكن همها المحيط الذي فصلها بين ماضيها وحاضرها؛ بل العثور على أرضية مشتركة. |
| Yangın zemin kattaki evrak holünde başladı. | Open Subtitles | لقد أبتدأت النيران فى أقسام السجلات بالطابق الأرضى |
| Kuzey çıkışı seni zemin katına götürecek. | Open Subtitles | المخرجُ الشماليّ سيوصلكَ إلى الطابقِ الأرضيّ |
| Eğer kulüp zemin onu sürükledi kadar, size ateşe sonra yere, onu terk ve | Open Subtitles | لذا قمت بسحبة الى ارضية النادى و القيتة على الارض , ثم احرقت |