| Şimdi zeytinyağı ve pankek karışımına geri dönelim. | TED | لذا دعونا نعد إلى زيت الزيتون وخليط البان كيك السابق ذكرها |
| Ancak zeytinyağı bilhassa doymamış yağdır ve hiç trans yağ içermez. | TED | ولكن زيت الزيتون هو في الغالب دهون غير مشبعة ولا يحتوي على دهون متحولة على الإطلاق |
| Önceden yağ yapmıştık, o zaman hindistan cevizi yağı, zeytinyağı, soya fasulyesi yağına benzer bir şey hayal edebiliriz. | TED | كما أنتجنا بالفعل زيوت، لذا يمكنك أن تتخيل شيء يشبه زيت جوز الهند أو زيت الزيتون أو زيت فول الصويا. |
| Sol tarafta bir yağ damlacığı görüyorsunuz, zeytinyağı. Bu zeytinyağı damlası enzimlerin saldırısına uğruyor. | TED | وعلى اليسار نملك قطرة زيت زيتون ويتم الهجوم على زيت الزيتون بواسطة الانزيمات |
| Büyük bir zeytinyağı ithalatçısı, Don Ciccio. | Open Subtitles | شركة جينكو لزيت الزيتون انة مستورد معروف لزيت الزيتون يا سيدى |
| Tüm gün buradayım, kauçuk bitkilerime zeytinyağı sürüyorum. | Open Subtitles | أضع زيت الزيتون على أوراق النباتات المطاطية |
| Bu sana iyi gelir. İçinde epey zeytinyağı var. | Open Subtitles | هذا كفيل بمعالجتك انه يحتوي على الكثير من زيت الزيتون |
| Bir zamanlar babası ile zeytinyağı işindeydik, ama bu çok zaman önceydi. | Open Subtitles | عملت فى صناعة زيت الزيتون مع والده و لكن هذا منذ فترة طويلة جدأً |
| Bir zamanlar Babası ile zeytinyağı işindeydik ama bu çok zaman önceydi. | Open Subtitles | عملت فى صناعة زيت الزيتون مع والده و لكن هذا منذ فترة طويلة جدأً |
| Bir zamanlar babası ile zeytinyağı işindeydik, ama bu çok zaman önceydi. | Open Subtitles | عملت في صناعه زيت الزيتون مع والده و لكن هذا منذ فتره طويلة جدا |
| Ekstra sızma zeytinyağı gerekiyordu, ama sadece sızma vardı. | Open Subtitles | أنا في حاجة زيت الزيتون البكر إضافية. إلا أنها قد البكر. |
| zeytinyağı mutfakta değil, ecza dolabındaydı. Kulak enfeksiyonu için kullanılan bir ev ilâcı. | Open Subtitles | لم يكن زيت الزيتون بالمطبخ بل بخزانة الأدوية |
| Ayrıca ton balığıyla zeytinyağı da iyi gider. | Open Subtitles | وأيضاً أحب فعلاً زيت الزيتون لسمك التونا |
| 37incisi, günde bir kez ayaklarımı yıkayıp zeytinyağı ile ovacaksın. | Open Subtitles | السابعه والاربعون. الاستحمام تدليك قدمي مع زيت الزيتون مرة في اليوم |
| Sadece yağda kızart. zeytinyağı omlet gibi özel yemekler içindir. | Open Subtitles | زيت الزيتون مخصص للوجبات المميزة مثل عجة البيض. |
| Ona $95'lık bir şişe zeytinyağı almıştım. | Open Subtitles | إشتريت له قنينة زيت الزيتون بـ 95 دولاراً |
| zeytinyağı 375 derecede tütmeye başlar. | Open Subtitles | زيت الزيتون يبداء بأصدار الدخان عند درجة 375 |
| Sarımsak ve zeytinyağı ile biraz sos yapsam iyi olurdu. | Open Subtitles | ينبغي أن أصنع الصوص مع زيت الزيتون و الثوم |
| Kardeş, zeytinyağı kullanıyorlar, margarin değil. İşin sırrı bu. | Open Subtitles | لكن يستخدمون زيت الزيتون و ليس الزبد ، هذا سرهم |
| Büyük bir zeytinyağı ithalatçısı, Don Ciccio. | Open Subtitles | شركه جينكو لزيت الزيتون انه مستورد معروف لزيت الزيتون يا سيدي |
| zeytinyağı işindeki hisselerimizi satıp, buraya yerleşmek istiyoruz. | Open Subtitles | عائلة كورليونى تفكر فى ترك أعمالها بنيويورك و الاستقرار هنا |
| sebze ve zeytinyağı yiyen insanlarda daha az kırışıklık var. | TED | أن الناس الذين يأكلون الخضروات وزيت الزيتون لديهم تجاعيد أقل. |