| demişti. Kitlesel denetimin görünmez ve saptanamaz zincirlerini eritmeyi deneyebiliriz, yine de bize dayattığı kısıtlamaların daha az tesirli hâle gelmeyecektir. | TED | نستطيع أن نحاول ونجعل قيود المراقبة الجماعي غير مرئية أو غير مرصودة، ولكن العوائق التي تفرضها علينا لا تصبح أقل تأثيراً. |
| Zaman ve uzayın zincirlerini kırıp ruhumu yükseklere uçur sonra da bu ölümlü kolların geçmişi kucaklamasına müsaade et. | Open Subtitles | أزِل قيود الزمان والمكان و اجعل روحي ترتفِع و دَع ْهذه الحرب البشرية تعتنِق الروح التي كانت تطاردها من قبل |
| ispanyollar zincirlerini kirmak ve özgür olmak için sabirsizlaniyorlar! | Open Subtitles | الإسباني لايستطيع الإنتظار لكسر قيوده ويصبح الرجل حرا |
| Meşhur sosyalist aktivist Rosa Luxemburg, bir keresinde, "Hareket hâlinde olmayan zincirlerini farkedemez." | TED | الناشطة الاجتماعية المعروفة روزا لكسمبرغ قالت ذات مرة، "ذلك الذي لا يتحرك لا يلاحظ قيوده." |
| Böylece diğer çiftliklerde ezilen yoldaşlarımız zincirlerini kıracaklar ve hayvanların devrimine katılacaklar. | Open Subtitles | لكي يتسنى للحيوانات المضطهدة في المزارع الاخرى كسر قيودهم والالتحاق بثورة الحيوانات |
| Panayırdaki güçlü adam, hani zincirlerini kıran. | Open Subtitles | الرجل القوي في الاستعراض، الرجل الذي يكسر السلاسل. |
| Zeus'un zor durumda olduğunu duyunca onu kurtarmaya gelirler Tanrı Hanedanları güvenli bir yere kaçarken onun zincirlerini kırarlar. | Open Subtitles | عندما سمعوا أن زيوس في ورطة جاءوا لإنقاذه و كسروا الأغلال بينما هرع الأوليمبيين |
| Senin adına tüm istediğim zincirlerini kırman. | Open Subtitles | كل ما أطلبه منك، أن تحطّم أغلالك. |
| Kötülük zincirlerini kırmış, kuduz bir köpek gibi dünyayı dolanıyor. | Open Subtitles | الشيطان يتحرر من أغلاله . وينطلق فى البريه ككلب مجنون |
| Tamam. Şu şekilde yapacağız. zincirlerini çıkaracağım. | Open Subtitles | اتّفقنا، إليك ما سيحدث، سأحل أصفادك |
| Zaman ve uzayın zincirlerini kırıp ruhumu yükseklere uçur sonra da bu ölümlü kolların geçmişi kucaklamasına müsaade et. | Open Subtitles | أزِل قيود الزمان والمكان و اجعل روحي ترتفِع و دَع هذه الحرب البشرية تعتنق الروح التي كانت تطاردها من قبل |
| Bu göz alıcı kadehi almak bu dünyanın zincirlerini kırmaktır. | Open Subtitles | للشرب من هذه الكاس اللامعة لكسر قيود هذا العالم |
| Köktenciliğin, cehaletin ve efsanelerin zincirlerini sallayacak bilimi tek doğru inanç olarak kucaklayacak geleceği yaratacağım. | Open Subtitles | مستقبل سيتخلص من قيود الأصولية، الجهل والخرافات، مستقبل سيعتنق بفخر العلم بصفته الإيمان الحقيقي. |
| zincirlerini biraz gevşetebiliriz belki. | Open Subtitles | رُبما يجب علينا أن نُحرره من قيوده |
| zincirlerini çözün. | Open Subtitles | إزالة من قيوده. |
| zincirlerini kopartacaktır. | Open Subtitles | سيحطم قيوده |
| zincirlerini çözün. - Amber, benim, Sarah! | Open Subtitles | فكوا قيودهم. |
| zincirlerini şıngırdatıyor, | Open Subtitles | "صاخب قيودهم. |
| Fakat diğer yandan gözlerini açtığım ve kendini Phil'i kıskanmak zorunda hissettiren acı zincirlerini kırdığım için beni sevmişti. | Open Subtitles | لكن من الناحية الأخرى... أحبَّني لإفتح عيونِه واطلقُ سراحه مِنْ السلاسل المرّة للحسدِ |
| ¶ Sana acı veren zincirlerini kır ¶ | Open Subtitles | ¶ تخلص من السلاسل فهي التي تسبب لك الألم ¶ |
| O zaman bir kere de benim için bağla zincirlerini... | Open Subtitles | إذن ارتدي هذه الأغلال من أجلي |
| - Bakıyorum da zincirlerini kaybetmişsin. | Open Subtitles | -أرى أنك تخلصت من أغلالك -العديد منهم، أجل |
| Belki zincirlerini gevşetmeliyiz. | Open Subtitles | ربما يجب أن نرخي أغلاله. |
| Tamam. Şu şekilde yapacağız. zincirlerini çıkaracağım. | Open Subtitles | اتّفقنا، إليك ما سيحدث، سأحل أصفادك |
| zincirlerini çöz, Pamela. | Open Subtitles | (فكي وثاقها (باميلا. |