| Bu sözler bana zorbaların tehditleri gibi geliyor. | Open Subtitles | حسناً، يبدو لي هذا كعصف من المتنمرين. |
| Bu zorbaların sorunu, Danny'nin değil. | Open Subtitles | هذه هي مشكلة المتنمرين وليس داني |
| Bak, zorbaların tek numarası vardır, o da korkutmak. | Open Subtitles | انظر، التنمر متعلق بشيء واحد التخويف |
| Hayatın boyunca zorbaların hedefi oldun. | Open Subtitles | تم التنمر علينا طوال حياتنا |
| Bugün zorbaların zindanlarında esir tutulan... kardeşlerimize dua edelim. | Open Subtitles | اليوم ندعو لأصدقائنا الذين يقبعون مكبلين في سجون الطغاة |
| zorbaların sınırları, zulmettikleri kişilerin dayanıklılığıyla çizilir." | Open Subtitles | حدود الطغاة محددة بقدرة احتمال أولئك الذين يُضطهدون |
| Ama size söylüyorum, zorbaların günü yeni başlıyor! | Open Subtitles | لكن أقول لكم أن يوم المتنمّرين قد بدأ للتوّ |
| zorbaların çoğu aslında büyük birer korkaktırlar. | Open Subtitles | معظم المتنمرين |
| "zaman zaman... zorbaların kanıyla yenilenmelidir." | Open Subtitles | ".. من حين لآخر" "بدماء الطغاة" |
| İşte bu gerçekten kötüydü. Trey Tozer zorbaların bile korktuğu bir zorbaydı. | Open Subtitles | "كان هذا شيئاً فظيعاً بالفعل، كان (تراي توزر) متنمّراً حتّى المتنمّرين يخشوه" |