| Seni onu görmeye zorladığım için üzgünüm. Ama onu ben hıyar yapmadım. | Open Subtitles | وأنا أسف لو كنت ضغطت عليك لكي تراه ولكني لم أجعله أحمقآ |
| Seni zorladığım için özür dilerim, Yani Okulda temize çıkman için. | Open Subtitles | كما أنني أسف لأنني ضغطت عليك لتعودي إلى المدرسة |
| Seni zorladığım için kendimi kötü hissediyorum... biliyorsun sonuna kadar devam etmek için. | Open Subtitles | أشعر بالإستياء لأنني ضغطت عليكي , تعلمين المضي بكل الطريق |
| Seni iş ahlakına aykırı davranmaya zorladığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف إذا أجبرتك على التعرض لأخلاقياتك |
| Ve özür dilerim seni annenle konuşmaya zorladığım için. | Open Subtitles | وأنا آسفة باني أجبرتك على التحدث مع والدتك |
| - Beni Cooper'a gitmeye zorlama. - Seni bir şeye zorladığım yok. | Open Subtitles | دون)لاترغمني على الذهاب لكوبر)- لست أرغمك على أي شيء- |
| Buraya seni bu kadar zorladığım için özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | لقد أتيت إليكِ لأعتذر لأنني ضغطت عليكِ بشدة |
| Magnolia, seni bu kadar zorladığım için özür dilerim. | Open Subtitles | ماغنوليا، آسفه جداً لأنني ضغطت عليك بشدة |
| Seni bu kadar zorladığım ve hislerini allak bullak ettiğim için çok özür dilerim. | Open Subtitles | أنا فقط , أنا آسفة لأني ضغطت عليك وإبتززتك عاطفياً |
| Ailenle irtibata geçmen konusunda seni zorladığım için üzgünüm. | Open Subtitles | هاي انا اسف لانني ضغطت عليك لكي تقابلي عائلتك |
| Oliver'la beraber çalışman için seni bu kadar zorladığım için üzgünüm. | Open Subtitles | أعتذر إنّ ضغطت عليكَ أكثر من اللّازم بمفاتحة (أوليفر) بخصوص العمل |
| - Seni zorladığım için üzgünüm. | Open Subtitles | آسف لكوني ضغطت عليك. |
| Hayır, seni buna zorladığım için değiştirmeni istemiyorum. | Open Subtitles | لا أود أن تغييره لأنني أجبرتك |