| Şah beni din değiştirmeye zorlamadı. Üstelik benim için bir tapınak inşa etti. | Open Subtitles | الامبراطور لم يجبرني على تغيير الديانه بل وجعل لي معبداً |
| Ama kimse seni iki taraflı oynamaya zorlamadı. | Open Subtitles | لكن لم يُجبرك أحداً على اللعب لكلا الجانبين |
| Ve ilk yılımızda onunla birlikte olmaya hazır değilken beni zorlamadı. | Open Subtitles | ولم يضغط علي كي يعاشرني عندما لم أكن جاهزة بالسنة الأولى |
| Kimse Troy'u herhangi bir şey demeye zorlamadı. | Open Subtitles | و لا شخص يستطيع أن يجبر تروي أن يقول أي شيء و ماذا تعرفون؟ |
| - Zorla alıp götürmediler onu. Kimse zorlamadı, kendi rızasıyla gitti. | Open Subtitles | لم يأخذوها، لم يجبرها أحد، إنما ذهبت طواعية |
| Babam beni zorlamadı. Ben istedim. | Open Subtitles | أبي لم يدفعني لهذا أنا أردت هذا |
| - Antrenmanlar, pis şakalar... - Kimse seni bizimle gelmeye zorlamadı! | Open Subtitles | تدريبات كرة القدم ، قصص قذرة لم يجبرك أحد على المجئ |
| Kimse onu banka soymaya zorlamadı. | Open Subtitles | لم يجبره أحد على سرقة المصارف |
| Bir hafta odamdan çıkamadım ama o beni çıkmam için zorlamadı. | Open Subtitles | ولا أعتقد بأنّني خرجتُ من غرفتي لمدة أسبوع، ولم يحاول أن يجبرني على ذلك |
| Saçtığı onca dehşete karşın en azından beni aranızda seçim yapmaya hiç zorlamadı. | Open Subtitles | ولكن لجميع الأخطار التي يعرضها ولجميع جرائمه، الشيء الوحيد الذي لم يجبرني عليه هو أن أختار بينه وبينك |
| İlaçları almam için beni zorlamadı. | Open Subtitles | لم يجبرني على تناوله |
| Kararlar size aitti. Kimse sizi bunları yapmaya zorlamadı. | Open Subtitles | كان القرار قرارُك، لم يُجبرك أحد على إتخاذه |
| Kimse seni bunlara zorlamadı. | Open Subtitles | لم يُجبرك أحداً قط |
| - Onu yeterince zorlamadı. | Open Subtitles | إنه لم يضغط عليها بالدرجة الكافية |
| Seks için seni asla zorlamadı. | Open Subtitles | لم... لم يضغط عليكِ لممارسة علاقة معه |
| Hiçkimse boğazına zorlamadı, doğru mu? | Open Subtitles | لا احد يجبر الاخرين على فعل شي؟ ؟ |
| Biliyor musun, neye değerdi, kimse Sara'yı yaptıkları için zorlamadı. | Open Subtitles | أتعلم ن مهما كان ثمن ذلك لم يجبر أحد منّا (سارة) ، لتفعل ما فعلته |
| Kendi isteğiyle yaptı, kimse onu yapmaya zorlamadı. | Open Subtitles | كان ذلك خيارها لم يجبرها احد عليه |
| Hiç kimse onu uyuşturucu alması için zorlamadı. | Open Subtitles | لم يجبرها أحد علي تناول هذه المخدرات. |
| Ama baban da beni buna zorlamadı değil. | Open Subtitles | لكن هذا لا يعني أنه لم يدفعني لفعل هذا |
| -Antrenmanlar, pis şakalar... -Kimse seni bizimle gelmeye zorlamadı! | Open Subtitles | تدريبات كرة القدم ، قصص قذرة لم يجبرك أحد على المجئ |
| Bunun için kimse zorlamadı onu. | Open Subtitles | لم يجبره أحد على هذا |
| Kimse çocukları oraya gitmeleri için zorlamadı. | Open Subtitles | لم يرغم أحداً أولئِكٌ الفتية بأن يذهبوا هُناكٌ |
| Evet. Hem de ben ayarlamıştım. Kimse beni bir şeye zorlamadı. | Open Subtitles | نعم لقد رتبته كله ولم يرغمنى احد على فعل شىء |
| Kimse Forstman'la kirli bir anlaşma yapmaya zorlamadı beni. | Open Subtitles | لم يرغمني أحدٌ بأن أقبل تلك الصفقة القذرة مع (فورستمن) |