| Yapmak istemediğim bir şeyi yapmaya zorluyorsun beni. | Open Subtitles | أنت تجبرني على فعل شيء حقاً لا أريد أن أفعله |
| Ama göz kırparken ya yalan söylüyorsun ya da yalan söylüyormuşsun gibi görünsün diye kendini göz kırpmaya zorluyorsun. | Open Subtitles | ولكن عندما تومض فهى تعنى أيضا أنك تكذب أو تعنى انك تجبر نفسك على الوميض لكى تبدو وكأنك تكذب |
| Kendini fazla zorluyorsun, Jules. Bu yaşta zor bu. | Open Subtitles | انت تضغطين على نفسك كثيرا يا جولز خصوصا في هذا العمر |
| Sen beni şahsi sebeplerden dolayı, yasal olmayan işlere zorluyorsun. | Open Subtitles | انت تضغط على لاتخاذ اجراء خاطئ من اجل اسباب شخصيه |
| Hep beni dışarıya açılmaya, tecrübe kazanmaya, eğlenmeye zorluyorsun ama bana güvenmeyi reddediyorsun. | Open Subtitles | أنت تدفعني دائماً للخروج إلى العالم، للتجربة، والحظيّ بالمرح، لكنّك ترفض الثقة بي. |
| Şimdi zorluyorsun işte. Homie, gitme zamanı. | Open Subtitles | والآن أنت تبالغ عزيزي، آن الآوان للمغادرة |
| Beni kandırarak benimle bu yolculuğa çıkmanın bir yolunu buldun, ve şimdi de beni, seni kurtarmam için zorluyorsun. | Open Subtitles | واحتلتي حتى جئتي في هذه الرحلة معي والآن تجبريني على إنقاذك |
| Senin yerine karar vermem için beni zorluyorsun. | Open Subtitles | هذا الشئ الذي تجبرني على إتخاذ القرار بدلا عنك |
| Cidden, neden hayatını cehenneme çevirmem için beni zorluyorsun? | Open Subtitles | بجدية.. لماذا تجبرني أن أجعل حياتك بائسة؟ |
| Beni son planımı kullanmaya zorluyorsun. | Open Subtitles | أنت تجبرني على استخدام خطوتي الاستراتيجية الاخيرة |
| Numara yapmıyorsun. Gerçek olana dek kendini zorluyorsun. | Open Subtitles | المرء لا يتظاهر بل تجبر نفسك حتى يغدو حقيقة |
| Sadece insanları söylediğini yapmaya zorluyorsun. | Open Subtitles | أنت تجبر الناس فقط لينفذوا ماتقول |
| 5'te zaten burada olamayacaksın neden kendini zorluyorsun? | Open Subtitles | حسنا، لن تتمكني من القدوم الساعة 5: 00 على أي حال، لذا لماذا تضغطين على نفسك؟ |
| Kendin için zorluyorsun onun için değil. | Open Subtitles | إنكِ تضغطين على الأمر من أجلكِ ليس من أجلها |
| Adamlarını çok zorluyorsun. Ne de olsa arama kurtarma. Hep zorlarım efendim. | Open Subtitles | العميل أنتوني دينوزو ، أنت تضغط على الرجال ، بالنسـبة لمهمة إنقـاذ وبحـث |
| O halde neden beni üniversitenin kursuna gitmeye zorluyorsun? | Open Subtitles | إذا لماذا تدفعني دائما لتلقي تلك الدروس وكأنني غبية |
| Biraz zorluyorsun bence. | Open Subtitles | أعتقد بأنك تبالغ بالأمر قليلاً |
| İsteğim şeyi yapabilirsem o zaman neden beni intiharcı Stevie için zorluyorsun? | Open Subtitles | اذا كنت اقدر ان افعل ما يحلو لي, اذن لماذا تجبريني علي ستيفي المنتحر? |
| Beni 12 yıl önce yaptığın şey için seni şikayet etmeye zorluyorsun. | Open Subtitles | إنكَ تُجبرني على تسليمكَ للشرطة لما فعلتُه بالـ12 سنةٍ الماضية. |
| Şansını zorluyorsun, umarım farkındasındır. | Open Subtitles | أنت تستنفذ حظوظـك |
| Daha önce hiçbir meleği yumruklamamıştım ama zorluyorsun dostum. | Open Subtitles | لعلمك، لم أضرب ملاكاً من قبل، لكنك ترغمني على فعل ذلك، يا صاح |
| Bana öyle geliyor ki terapiyi sona erdirmem için beni zorluyorsun. | Open Subtitles | يبدو لي أنكِ تدفعيني لإنهاء هذا العلاج |
| Çok fazla zorluyorsun | Open Subtitles | انت تحاولين بصعوبه |
| Kendini çok zorluyorsun. | Open Subtitles | لشدّ ما تجهدين نفسك بالعمل. |
| Doğu illerini isyan etmeye zorluyorsun. | Open Subtitles | أنت تدفع بمحافظاتنا الشرقية إلى التمرد |
| Sen de iyice zorluyorsun. | Open Subtitles | تحقق المرجوّ معه . |