| Orada burada Strigoi öldürmeye başladığımda saçlarımı kesmek zorunda kalacağım, değil mi? | Open Subtitles | عندما أبدأ بقتل الستريجوي يمنة ويسارا سأضطر لقصه ، أليس كذلك ؟ | 
| Eğer onu suçlayacaklarsa, kaydettiğin itirafı onlara ulaştırmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | لذا إن أدانوه , سأضطر أن أعطيهم الإعتراف الذي سجلته | 
| Evet. Sanırım bir gün onunla birlikte Dünya'ya gitmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | أتوقع أنه في يوم ما سأضطر للسفر معها إلى الأرض | 
| Eğer Oscar bize her şeyi anlatmazsa, Ash'e bir rapor yazmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | حسنا.. إن لم يخبرنا أوسكار بكل شيء. عندها سيتوجب علي كتابة تقرير للآش | 
| O zamana kadar kalbinin neden durduğunu bulamazsan avukatlara haber vermek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | إن لم تكن وجدت سبباً للأزمة بحلول الغد فسأضطر لإعلام المحامين | 
| Tabii sizin için sinek ağını çekmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | على الرغم من انى ساضطر ان اضع شبكة للباعوض من اجلك | 
| En yakın zamanda yapsan iyi olur yoksa aileni aramak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | من الأفضل أن يكون ذلك قريباً وإلا سيكون علي التحدث إلى والديك | 
| Pekala - sanırım ondan bir randevu isteyip sorunun ne olduğunu çözmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | حَسناً، أظن أنني سأضطر أن أسألها عن موعد و أجد ما سبب المشكلة | 
| Bay Mahmud Ali, eğer oturmazsanız, yetkimi kullanmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | سيّد محمود علي : اذا لم تجلس سأضطر إلى استخدام سُلطتي | 
| Böyle devam edersen, sana biraz mal vermek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | إذا قمت بذلك، سأضطر لأن أعطيك جرعة من الدواء | 
| Sakinleşmezseniz, sizi dışarı atmak zorunda kalacağım. Duydunuz mu? Hemen! | Open Subtitles | إذا لم تهدئي من روعك سأضطر لطردك من المنزل | 
| Şimdi muhtemelen bana gönderdikleri beş kutuyu da ödemek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | الآن أنا سأضطر أن أدفع ثمن العلب الخمسة التي أرسلوها | 
| Silahlarınızı indirin, Albay yoksa bu insanları yok etmek zorunda kalacağım | Open Subtitles | إخفض أسلحتك عقيد أو سأضطر الى تدمير هؤلاء الناس | 
| Tabii bir an önce düzenli bir uyku çekmeye başlamazsam yorgunluktan yukarı çıkmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | بالتأكيد إن لم أحصل على قسط من النوم فقريباً سأضطر إلى الانتقال لأعلى من فرط الإرهاق | 
| Gerçi onun karşısına geçecek gladyatörlere de para vermek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | سيتوجب علي الدفع لوضع مُصارعون ليقاتلوا ضده | 
| Mecburum... Sen bir şey yapmazsan, başka bir yere gitmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | إن لم تفعل شيئاً الآن فسأضطر للبحث عن مكان | 
| Eğer bilmem gereken şeyi bana söylemezsen, bir telefon görüşmesi yapmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | إذا لم تقولي لي ما أحتاج لمعرفته ساضطر للقيام بإجراء إتصال | 
| Bak 10'a kadar sayıyorum ve arkadaşlarından birine ateş etmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | إسمع، سأعد إلى العشرة ثم سيكون علي إرداء أحد صديقيك | 
| Bunu yapmak için teknoloji veya bilgisayarlarla ilgisi olmayan birkaç şeyden şimdi bahsetmek zorunda kalacağım. | TED | والآن للقيام بذلك سيكون عليّ الحديث عن أشياء كثيرة والتي ليس لها علاقة بالتقنية والحواسيب. | 
| Dolayısıyla, balıklar bana gelmezse ben onlara gitmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | هذا يعني، إن لم يأتِ السمك لي سأضطرّ للذهاب إليه | 
| Eğer Konoha'ya saldırırsan, seninle dövüşmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | ،إذا قمت بمهاجمة كونوها سيتوجب عليّ مقاتلتك | 
| Eğer silahı bırakmazsan seni vurmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | إذا لم تقم بوضع السلاح على الأرض سوف أضطر لأقتلك | 
| Şimdi bütün gece sana merhem sürmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | الآن سَيكونُ عِنْدي لصَرْف كُلّ ليل يَفْركُ مستحضراً في جميع أنحاء أنت. | 
| Tonla para kaybedeceğim ve bir arkadaşımı öpmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | سوف اخسر الكثير من المال سوف اضطر ان اقبل رجل | 
| Shameika senin ödülün İngilizce'de en iyi başarı olacaktı ama sanırım bunu değiştirmek zorunda kalacağım ... | Open Subtitles | شمايكا, جائزتك سوف تكون لأعلى انجاز تحصيلي في اللغة ولكن اخشى بأني سوف اقوم بتغير هذا | 
| GD'de de yapamayacağım için, akşam eve gidince yapmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | و بما أني لا أستطيع أن افعله على جي دي، يتوجب علي أن أفعله لما أرجع البيت الليلة | 
| Korkarım onun gözlerimle gitmesine izin verdiğini görmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | أخشى أنا قد ستعمل لرؤية أنك السماح لها الذهاب بأم عيني. | 
| Ama annemle babam olmazsa araştırmayı FBI'a vermek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | لكن بدون أمّي وأبّي، أنا سأجبر لتسليم التحقيق إلى مكتب التحقيقات الفدرالي. |