| Kendini kastığı zamanlarda ağzındaki salyaları silmek zorunda kalmadın. | Open Subtitles | أنتِ لا تعرفينه كما اعرفه أنا أنتِ لم يكن عليك أن تمسحي اللعاب من على فمه عند ما كان قادراً على السيطرة على غضبه |
| En azından kulaklıkları tamir etmek zorunda kalmadın. | Open Subtitles | على الأقل لم يكن عليك إصلاح... سمّاعة الأذن |
| Sen hiç tarihinden vazgeçmek zorunda kalmadın ne de olsa. | Open Subtitles | لم يكن عليك ان تتخلى عن خاصتكَ. |
| Zehir içini kemirirken çığlıklarını dinlemek zorunda kalmadın. | Open Subtitles | لم يكن عليك الإستماع لصراخة من ألم السم |
| Tanıdığın herkesin ölüşünü izlemek zorunda kalmadın! | Open Subtitles | لم يكن عليك مشاهدت كل شخص تعرف يموت. |