| Tamam bak, evlenmeden önce her şey yolunda dediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | حسنا، أصغِ أنا آسفة لأنّني قلت أنّي موافقة على كلّ شيء قبل أن نتزوّج |
| İşleri sizin için batırdığım için üzgünüm. | Open Subtitles | آسفة لأنّني أفسدت أموركما يا رفاق |
| Stan, seni o bağımsız filmlere sürüklediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | ستان)، آسفة لأنّني أجبرتك) على الذهاب لمشاهدة الأفلام المستقلة |
| Mesaja cevap veremediğim için özür dilerim. Düşünmek için zamana ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | اُنظر، أنا آسفة لأنّني لم أتصل بك، احتجت بعض الوقت لأفكّر فحسب. |
| Fakat asıl söylemek istediğim seni böcek gibi ezdiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | لكن المغزى هُو أنا آسفة لأنّني , لأنّني سحقتُكِ بقسوة كأنّكِ حشرة |
| Seni bir hapishaneye kilitlediğim için özür dilerim! | Open Subtitles | أنا آسفة لأنّني أقفلتُ عليكَ في هذا السجن |
| Kendi hayatımı da mahvettiğim için üzgünüm! Devam et. | Open Subtitles | ــ يا (جينيفر) , ليس ذلك ما قصدتُه ــ و أنا آسفة , لأنّني أفسدتُ حياتي أيضاً |
| Sun, sana yalan söylediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | صان) أنا آسفة لأنّني كذبت عليكِ) |
| Gelmeden önce sormadığım için özür dilerim. Bir süreliğine kalacak bir yer gerekiyordu. | Open Subtitles | أنا آسفة لأنّني لم أطلب الإذن من قبل لقد إحتجتُ مكاناً لأبقى فيه لفترة قصيرة |
| Sana yalan söylediğim için özür dilerim. | Open Subtitles | أصغِ، أنا آسفة لأنّني كذبتُ عليكَ |
| Bugün üzerine fazla geldiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | آسفة لأنّني ضغطتُ عليكَ اليوم. |
| Seni incittiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | آسفة لأنّني جرحتُكَ |
| Seni incittiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | آسفة لأنّني جرحتُكَ |
| Seni hüsrana uğrattım için özür dilerim. | Open Subtitles | -أنا آسفة لأنّني خذلتكم" ." |
| Ivan, geç kaldığım için özür dilerim. | Open Subtitles | يا (آيفان) , أنا آسفة لأنّني تأخّرت |