| Sıkıştığım bu pis delikte yiyecek ya da içecek hiçbir şey yok! | Open Subtitles | أنا عالق في هذه الحجرة القذرة من غير اي شيء آكله أو اشربه |
| Yakında yiyecek bir şey bulamazsam, birilerini öldürebilirim. | Open Subtitles | إذا لم أجد شيئاً آكله الآن .. سأقتل شخصاً ما |
| O, çok cimridir.O, benim, yediğim herhangi bir şey için hesabı yazar. | Open Subtitles | أه يا أمى، انه بخيل فعلا يسجل كل ما آكله أو أشربه |
| Yemeğime uyuşturucu katacağını duydum o zaman yemem. | Open Subtitles | اعتقد انك سوف تضع المخدر في طعامي وانا لن آكله |
| Yaşayacak bir yerim, yiyeceğim ve ekmek almak için param yok. | Open Subtitles | ليس لدي مكان أعيش فيه ولا شيء آكله ولا قرش لشراء رغيف خبز |
| Onu bir bisküvinin üzerine sürüp yiyebilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن آكله على بسكويتة |
| Senin istedigin yere gidiyorum. İstediğini yiyorum. | Open Subtitles | أذهب إلى ماتريده وآكل ماتريدني أن آكله |
| Ama ben, o eski tavada piştiğini düşündüğüm için yemedim. | Open Subtitles | ولكني لم آكله لأني ظننت أنه مطبوخ بتلك المقلاة القديمة |
| Zaten yemiyorum, sadece iyi bir fikir olacağını düşündüm. | Open Subtitles | لست آكله لكني أظن أنه فكرة رائعة |
| Ve tost makinasında da yemeyeceğim bir tost var. | Open Subtitles | وهناك رغيف في صانع الخبز أنا لن آكله. |
| "Çocuklar; Anne acıktım, bana yiyecek, içecek bir şeyler ver diye bağırıyordu..." | Open Subtitles | : الأطفال كانوا يصرخون أمّى أنا جائع أعطيني أى شيء آكله أو أشربه |
| yiyecek hiçbir şey bulamadım. Bu şekilde yaşayamam. | Open Subtitles | لم أجد أي شيئاً آكله لا يمكنني العيش هكذا |
| Bana yiyecek bir şeyler yapabilir misin, dostum? | Open Subtitles | هل يمكنكي أن تعدِّي لي شيئاً آكله ، أيتها الصديقة؟ |
| yediğim ekmeğin üzerine yemin ederim ki... yaşlandıkça, bunu bile sormayacağım. | Open Subtitles | كلما أَتقدّمُ في السنَّ، أُقسمُ ..بالخبزِ آكله. توقفت حتي عن السؤال في هذا. |
| Beklemek, tartıImak ve fazladan bir tane üzümden suçluluk duymak için yediğim her şeyin listesini tutmaktan. | Open Subtitles | الانتظار والوزن و التفكير المستمر في أي شئ آكله و الشعور بالذنب إذا أكلت حبة عنب زيادة |
| Süper. Haftalardır tek yediğim sebze ve meyve. | Open Subtitles | رائع ، كل ما آكله لمدة أسابيع هو الخضروات والفواكه |
| O pisliği yemem. Sen yiyebilirsin, ama ben yemem. | Open Subtitles | أنا لا آكل هذا الهراء، أنت تظنين، لكن لا آكله |
| İyi hissetmiyorum. Sanırım bir şeyler yemem gerek. | Open Subtitles | لا أشعر بأني بخير أعتقد أني أحتاج الى شيئاً آكله |
| Sana söyledim, Ailene gideceğim, Eğer sen ve baban balık tutup,annen pişirecekse bende yiyeceğim. | Open Subtitles | لقد أخبرتك أننى سآتى إلى منزل والديك ووالدك يصطاد السمك ووالدته تطهيه وأنا آكله |
| Onu yiyebilirim. | Open Subtitles | يمكننى ان آكله. |
| Bak ben ne yiyorum... soğulmuş pırasa. | Open Subtitles | انظري إلى ما آكله , الكرفس المقشر |
| Merak etme, onu yemedim... | Open Subtitles | لاتقلق .. أنا لم آكله |
| Niye burada yemiyorum ki? | Open Subtitles | لم لا آكله هنا فحسب؟ |
| yemeyeceğim. Yüzüğü çıkaramıyorum. | Open Subtitles | لن آكله , لم استطع خلع هذا الخاتم |
| Beverly ile birlikte çalışmıyorum. Et yiyen bakteri de yok. | Open Subtitles | أنا لم أعمل مع بيفرلي وليس هناك بكتيريا آكله للحم |
| Bolca acı biber koyarsın olur biter. Ben olsam hayatta yemezdim. | Open Subtitles | لو وضعت الكثير من الفلفل الحار فيه فأراهن أنني أنا نفسي لن آكله |
| Neden bana yiyebileceğim bir şeyler getirmedin? | Open Subtitles | لا , لماذا لم تحضر لى شيئاً استطيع ان آكله |