| Müdür bunu gördü , ve bu programı yaygınlaştırıp diğer hapishanelerdede yapmayı konuştular. | Open Subtitles | انتبه آمر السجن لذلك وقد يطبقون برنامجي في سجون أخرى في أنحاء الولاية |
| Müdür Bey ve Savcı Bey tamam mı diye soruyorlar. | Open Subtitles | يريد آمر السجن والمدعي العام معرفة إذا ما انهيتما حديثكما أم لا؟ |
| - Cezaevi Müdür yardımcısı öldürüldü. | Open Subtitles | قُتل مساعد آمر السجن والآن ثمة حارس خائف |
| Müdürün cezamdan ne kadar indirdiğini hesaplıyorum. | Open Subtitles | أحاول معرفة كم سيلغي آمر السجن مِن مدة عقوبتنا |
| Gardiyan kontrolü ele geçirip her şeyi mahvetmeden önce ben bir doktordum. | Open Subtitles | كنتُ طبيباً، قبل أنْ يستلم آمر السجن زمام الأمور ويفسد كلّ شيء |
| Hapishane müdürü seninle konuşmak isiyor, ayağa kalk. | Open Subtitles | يريد آمر السجن للتحدث معكم .لذا قفوا على قدميكم |
| Müdüre çok meşgul olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | لقد أخبر آمر السجن بأن يقول لنا إنه جد مشغول. |
| Müdür Bey, şaka anlayışımız aynı. | Open Subtitles | يا آمر السجن, هذا هو حسّ الدعابه, آمر السجن |
| Benim için daha da önemlisi, Müdür, karısının karşısında mahçup duruma düşmeyecekti. | Open Subtitles | والأهم بالنسبة إليّ أنّ آمر السجن سيظهر بصورة حسنة أمام زوجته |
| Maalesef, Müdür bunun da etrafından dolaşacak bir yol bulmuştu. | Open Subtitles | للأسف، وجد آمر السجن طريقة لعدم تطبيق ذلك القانون |
| Müdür o kadar çok kayboluyordu ki, tuvalete giderken yanında götürebilmek için çerçeveletmişti. | Open Subtitles | تاه آمر السجن لدرجة أنّه غلّفه ليأخذه معه في طريقه إلى الحمّام |
| Müdür, geçmişinin, karısının kariyerini ve evliliklerini nasıl mahvedeceğini düşünüyordu. | Open Subtitles | أنّ آمر السجن كان يفكّر في أنّ ماضيه سيحطّم مهنة زوجته وزواجه |
| Müdür, son gecemiz olduğu için bir bardak süt rica edebilir miyim acaba? | Open Subtitles | أيها آمر السجن بما أنها الليلة الأخيرة لنا هنا هل يمكنني أن أحضى بكأس من الحليب ؟ |
| Müdür seni ait olduğun yerde tutmalı ucube! Yürüyün! | Open Subtitles | على آمر السجن إبقائكَ حيث تنتمي أيّها المسخ. |
| Müdür çaylakları şahsen karşılamaya bayılır. | Open Subtitles | آمر السجن يودّ أن يرحب بالوافد الجديد إلى السجن. |
| Müdürün angaryalarıyla uğraşırken, zayıf noktaları gözden kaçırmamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | فيما كنتُ أقوم بمهام آمر السجن تنبّهتُ لنقاط الضعف |
| Gardiyan, bahçedekileri saydık dedi, peki ya içeridekiler? | Open Subtitles | آمر السجن قال أن الجميع هنا تم عدهم ولكن ماذا عن السجناء في المبنى الرئيسي ؟ |
| Hapishane müdürü seninle konuşmak isiyor, ayağa kalk. | Open Subtitles | يريد آمر السجن للتحدث معكم .لذا قفوا على قدميكم |
| Mahkumken mektup almak istiyorsan Müdüre isim listesi vermen gerekir. | Open Subtitles | حينما تكوني سجينةً .وتودّيأن تصلكِخطابات. فعليكِ أن تعطي آمر السجن قائمة أسماءٍ. |
| - müdürle konuşmam lazım. | Open Subtitles | ــ عليّ مكالمة آمر السجن |
| Cezaevi müdürünün adı, Riordan Watch. | Open Subtitles | آمر السجن يُدعى (روجر مارش). |
| Hapishane müdürünü görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد رؤية آمر السجن. |
| Tanıklık eden yok. warden, katili yakalama konusunda pek de iyimser değil. | Open Subtitles | آمر السجن أقلّ تفاؤلاً حول القبض على القاتل. |
| gardiyanın cinayet mahalini ve kalıntılarını kendim incelemek isterim. | Open Subtitles | أود معاينة مسرح جريمة نائب آمر السجن بنفسي بالإضافة إلى جثمانه |
| İki gün önce, cezaevi müdürü oğlumun öldüğünü söyledi. | Open Subtitles | قبل يومين، أخبرني آمر السجن أنّ ابني قد مات. |