"أبد الدهر" - Traduction Arabe en Turc

    • sonsuza kadar
        
    • sonsuza dek
        
    • sonsuzluğu
        
    • Ebediyet
        
    • ebediyen
        
    Sanırım öyle oldu. Özellikle sonsuza kadar seninle olduğumu düşünürken. Open Subtitles أفترض ذلك، خاصّا بما أنّك ستمضي أبد الدهر في خدمتي.
    Ses 4: Bizim ülkemizden gelmiş bu sevgi ve duygu seli sonsuza kadar benimle kalacak bir şey. TED الصوت الرابع: كل المشاعر و الأحاسيس التي كان مصدرها بلدنا كانت أشياء حقيقية والتي ستبقى خالدة في أذهاننا أبد الدهر.
    Dostum sonsuza dek minnettar kalırım. Ama kız kardeşinden izin almalısın. Open Subtitles يا صاح، إلهي، سأكون شاكرًا أبد الدهر ولكن عليكَ اسئذان أختكَ
    Ama eğer doğruysa hepimizi sonsuza dek Yeraltı Dünyası'na hapsetmek isteyecektir. Open Subtitles لكن لو كان هذا حقيقي ، فستحاول حصرنا جميعاً بالعالم السفلي أبد الدهر.
    Ama beni dinle kardeşim bu sonsuzluğu sana zindan edeceğim. Open Subtitles لكن إليك الأمر يا أخي ،سأقضي أبد الدهر فى إتعاسكَ.
    Ebediyet ne demek Lord Tyrion? Open Subtitles ما معنى "أبد الدهر" يا لورد (تيريون)؟
    Diğerinin dönmesi için ebediyen bekleyeceğiz. Open Subtitles ..فانه هنا، سوف نأتي ..لننتظر أبد الدهر
    Bu günü unutmayın çünkü sonsuza kadar sizin olacak. Open Subtitles ولتخلدوا هذا اليوم أيها الرجال لأنه سيقبع في ذاكرتكم أبد الدهر
    Ruhu, bedenine girerse sonsuza kadar konuğum olarak burada kalırsın. Open Subtitles حينماتسكنروحهجسدكَ، ستكون ضيفي هنا أبد الدهر.
    Amerikalılar, kuzeyden gelen bu dostluk yardımına sonsuza kadar minnettar kalacaktır. Open Subtitles الأمريكيون سيظلون شاكرين أبد الدهر لأصدقائنا و حلفائنا الشماليين لحماية و المرور الأمن
    Çünkü eğer ben olmasaydım, ...yanlış zamanda yanlış yerde olmayacaktık ve şimdi bizi sonsuza kadar kovalayacak. Open Subtitles إذ لولاي لما كنا في الزمن الخطأ و المكان الخطأ يمكن أن يطاردنا ذلك أبد الدهر
    Dinle kaçıp, saklanıp sonsuza kadar ölmeye devam edebilirsin. Open Subtitles أصغ، بإمكانك أن تهرب وتختبأ وتموت أبد الدهر
    sonsuza kadar uzak kalamayacağını biliyordum. Open Subtitles كنت متأكدة أنها لن تظل بالخارج أبد الدهر
    Ettim, bunun için sonsuza dek pişman olacağım ama bu içine ettiğimin şeyini ne zamana çıkaracağım artık? Open Subtitles ذلك صحيح, وسأكون أسفاً أبد الدهر على ذلك لكن متى سأخلع ذلك الشيء اللعين؟
    Böylece sonsuza dek öbür tarafta onunla beraber olacaktı. Open Subtitles لينتهي بهِ المطاف على الجانب الآخر معها أبد الدهر
    Ve bu borcu sonsuza dek ödeyeceksin. Open Subtitles إنّك مدين لي، وستستغرق أبد الدهر لتردّ معروفي.
    "...şimdiden sonsuza dek... "Rab koruyacak gidişini, gelişini." Open Subtitles خروجك ودخولك من الآن وإلى أبد الدهر
    Onu da sevdiğim adamı sürgün edip sonsuza dek Yeraltı Dünyası'nda tutsak etmek için kullandım. Open Subtitles أستخدمتهلأنفيمن أحببته، لأحصره بـ"العالم السفلي" أبد الدهر.
    Ağzımdan çıkacak tek kelimeyle sonsuza dek yok olabilir. Open Subtitles بأمر منّي، قد تدمّر أبد الدهر.
    Belki sonsuzluğu burada da yaşayabilirim. Open Subtitles ربما يسعني مواصلة ذلك هنا أبد الدهر على كلٍ
    Ama sonsuzluğu birisiyle beraber geçirecek olsaydım... Open Subtitles ولكن إذا ما كان عليّ أن أقضي أبد الدهر مع شخص ما...
    Ebediyet ise... Open Subtitles و"أبد الدهر" تعني...
    NAPOLYON DOĞUYA İLERLERKEN, RUSYA ONA KARŞI AVUSTURYA'YLA GÜÇLERİNİ BİRLEŞTİRİR. RUSLARIN YAŞAMLARINI EBEDİYEN DEĞİŞTİRECEK BİR SAVAŞA GİRMEKTEDİRLER. Open Subtitles "بزحف جيش نابيلون تجاه الشرق، توحد روسيا قواتها مع النمسا ضده خائضين غمار حربٍ ستغيّر حياة الروسيين أبد الدهر."

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus