| Bir de dikenli tel ve kule bekçisi ayarladık mı tamamdır. | Open Subtitles | كل ما أحتاج إليه هو سور من الأسلاك الشائكة وحُراس أبراج |
| Sözleşmene göre Island Towers bitene kadar çalışacaksın. | Open Subtitles | بيننا عقد وهو يقول ان تعملى لحين الإنتهاء من بناء أبراج الجزيره |
| Yahudilerin kuşatma kulelerine saldırmak için açtıgı tünellerden dolayı, kuşatma kırıldı. | Open Subtitles | لكن بسبب النفق الذي حفره اليهود لمهاجمة أبراج الحصار. |
| Gözcü Kulesi, Bialian Çölü'nde büyük bir güç dalgalanması saptadı. | Open Subtitles | لقد رصدت أبراج المراقبة إنبعاث كثيف للطاقة فى صحراء بيالين |
| Muhafızların, gözetleme kulelerinin, makineli tüfeklerin gölgesinde yaşıyorduk. | Open Subtitles | كان بالمعسكر حراس ، أبراج مراقبه ، مدافع رشاشه |
| General, duman kulelerinden sinyal var! - Saldırı altındayız! | Open Subtitles | هناك إشارة بالدُّخان من أبراج المراقبة تشير إلى الهجوم علينا |
| Dubai'de, o muhteşem Emirates kuleleri'nin dibinde ve çölün ortasında gelecek hakkında bir vizyon oluşturuluyor. | TED | وفي دبي، تقع أسفل أبراج الإمارات الرائعة، فكرة مستقبلية في وسط الصحراء. |
| Burada, Palmira'da yok edilen kule mezarlarından biri görülmekte. | TED | هذا مثال لأحد أبراج المقابر التي تم تدميرها في تدمر. |
| Çıkış noktamız, çok katlı, içinde yaşanabilecek bir kule inşa etmekti, ancak bu bir kutu şeklinde olmamalıydı. | TED | والفكرة كانت بناء برج، أبراج سكنية شاهقة الطول، وليس صندوق. |
| Ben yukarı sen yukarı kule derler bize! | Open Subtitles | أنت بنّاء وأنا بنّاء وكلانا بنّاء أبراج. |
| Bir kontratın var ve Island Towers davası sonuçlanana kadar | Open Subtitles | بيننا عقد وهو يقول ان تعملى لحين الإنتهاء من بناء أبراج الجزيره |
| Charters Towers çocukları. Bob Clayton, Northumberland Fusiliers. | Open Subtitles | ذهبنا إلى مدرسة التعديـن معاً أبراج مواثيق الفتيان |
| Küçük kasabalara, kilise kulelerine ve onların nasıl göründüklerine baktım. | Open Subtitles | أنظر إلى صورة القرية و أبراج الكنائس و كيف يبدوا شكل هذا البرج و كيف يبدوا شكل هذا البرج |
| Petrol kulelerine gitmek bizi dışarı çıkarmak yerine daha da içine çekecek. | Open Subtitles | والذهاب إلى أبراج النفط هذا لا يُشكل طريقنا للخروج |
| Ve bu Londra'daki St. Paul katedralinin yanında bulunan bir elektrik trafo merkezi için bir çift soğutma Kulesi. | TED | وهذا هو زوج من أبراج التبريد لمحطات الكهرباء بجانب كاتدرائية سانت بول في لندن. |
| İşlem istasyonunda. Zeminde 3'üncü kat, ana havalandırma kulelerinin altında. | Open Subtitles | فى مركز المعالجه فى المستوى السفلى 3 تحت أبراج التبريد الرئيسية |
| Denizde rota dışı bir koydan başlayan ve ana gardiyan kulelerinden birinin altına açılan gizli bir geçitti. | Open Subtitles | كان معبراً للخارج والداخل عن طريق البحر. ينتهي تحت إحدى أبراج الحراسة الرئيسية. |
| Ortalama 7 metre yükseklik ve 6 metre genişliğe sahip olan 8.851 km uzunluğundaki duvarların aralarına gözetleme kuleleri eklenmiş. | TED | بمتوسط علو ٢٣ قدم و عرض ٢١ قدم الجدران ذات ال٥٥٠٠ ميل تتخللها أبراج المراقبة |
| baz istasyonlarından gelen veriyi kullanabilir miydik? | TED | هل بإمكاننا استخدام أبراج الشبكة الخلوية؟ |
| Uydu arşivleri, beş kulenin bir köyün etrafında bir çeşit çember çizdiklerini gösteriyor. | Open Subtitles | تُظهر صور القمر الصناعي خمس أبراج تحيط بالقرية موضع النقاش |
| Bir keresinde öylesine kaptırmışım ki tüm günümü küçük kulelerin içine cipsleri yığmakla geçirmişim. | Open Subtitles | ذات مرة كنت منتشياً لدرجة أنني قضيت اليوم بأكمله أجمِّع رقائق البطاطس إلي أبراج صغيرة |
| Böylece o, görüş hattındaki telefon kuleleriyle bağlantı kurabilir. | Open Subtitles | ثم انه يمكن الاتصال أبراج خلية إلى خط الأفق. |
| Park yerinde koruyucu kuleler vardı. | TED | وكان هناك أبراج حراسة في موقف السيارات. |
| Giriş/Çıkış kulesine bak. | Open Subtitles | محاربوا الفيديو, إنظروا إلى أبراج وحدات الإدخال والإخراج |
| Korumaların bulunduğu tüm kulelerde ışıkların yanmasına neden olacak. | Open Subtitles | سيسحب كل أضواء أبراج المراقبه البلهاء اليه |
| "Bu, bin gemiyi denize çıkaran ve llium'un... burçlarını yakan yüz değil miydi" | Open Subtitles | "أهذا هو الوجه الذي أطلق ألف سفينة، وأحرق أبراج (إليام) العالية؟" |