| Gerçi kırsal alan ya da açık alansa biraz daha çok alıyorum. | Open Subtitles | لو كان المكان بعيداً أو في الهواء الطلق أتلقى المزيد من المال |
| Onun mektuplarını alıyorum, kapısını açıyorum peynirini alıyorum. Arkadaş değiliz. | Open Subtitles | أتلقى بريدهُ, أفتح باب سيارتهُ أشتري لهُ الجبن, لسنا بأصدقاء |
| Şimdi de 12 yaşındaki bir çocuktan emir mi alıyorum? | Open Subtitles | أنا الآن أتلقى أوامر من صبي عمره 12 عاما ؟ |
| İyi şoförümdür. 1958 den beri hiç ceza almadım. | Open Subtitles | أنا سائق ماهر و لم أتلقى مخالفة سير منذ عام 1958 |
| Ara sıra ondan emir alırım. Beyim, sen iyice atıyorsun. | Open Subtitles | أتلقى اوامرى من وقت لوقت ايها المالك ، انت رجل بائس |
| Sizi bilmem. Ben bir sürü çok olası olmayan hayvan dostluklarını içeren Internet iletileri alıyorum. | TED | لا أعلم بشأنكم. لكني أتلقى إفادات كثيرة عبر الإنترنت حول صداقات حيوانية غير محتملة. |
| Ne yaptığımı sorulduğunda, daha çok bu cevabı alıyorum: | TED | عندما يسألني الناس ماذا أعمل، كثيرًا ما أتلقى هذه الإجابة. |
| Çokça bu tarz e-posta alıyorum, size kendi dünyamı göstermek için bunlardan bir tanesini okumak istiyorum. | TED | لذا أتلقى الكثير من الرسائل المشابهة، وأريد أخذكم إلى عالمي للحظة وأقرأ لكم واحدة من هذا الرسائل. |
| Bizi yeniden atlattı. Sadece dip yansıması alıyorum. | Open Subtitles | يعطينى قراءه خطأ مره أخرى إننى أتلقى فقط صدى القاع |
| Hakkınızda sürekli şikayetler alıyorum ve toplum düzenini korumak görevim. | Open Subtitles | و لكنني أتلقى شكاوى كثيرة و من واجبي . أن أحافظ على النظام و القانون |
| Hâlâ o partiye bayılan insanlardan mektuplar alıyorum. | Open Subtitles | لكنّني لا أزال أتلقى رسائل من طرف النّاس الّتي أعجبت بذلك |
| Oradaki herkesten daha güçIüyüm ama sıradan insanlardan emir alıyorum. | Open Subtitles | و علي أن أتلقى الأوامر من أولاد العاهرات هؤلاء |
| Bir süredir görmüyorum. Haber de almadım. | Open Subtitles | إنني لم أره أو أتلقى منه إتصالاً منذ فترة طويلة. |
| Ben böyle birşeyi arkadaşımdan almam, sevgilimden alırım. | Open Subtitles | أنا لا أتلقى هذا الهراء من الأصدقاء فقط من العشاق |
| Yedi hafta sonra, ailemden bir telefon daha aldım. | TED | فخلال سبعة اسابيع أتلقى اتصالاً من عائلتي يقول .. |
| Yukarıdakilerden çok baskı görüyorum. | Open Subtitles | أنى أتلقى ضغطاً كبيراً من مديرينٍ فى الأعلى |
| Bak, senden hiç haber alamadım. Beni arar mısın, lütfen? | Open Subtitles | لم أتلقى أى مكالمة منك ، إتصل بى من فضلك |
| Zarfları almam için telefonla ararlardı, o bardan zarfları alırdım. | Open Subtitles | كنت أتلقى مكالمات لأستلم ظروف، لتوصيل ظروف من تلك الحانه |
| Güzelliğimi armağan etmek çok arzuladığım o güzelliği almak anlamına geliyorsa ya? | Open Subtitles | وماذا لو كان جعل جمالي هدية يعني أن أتلقى الجمال الذي أشتهيه؟ |
| Ben yeterince büyüdüm ve sizden emir almaya ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لقد أصبحت بالغاً و لست ملزما أن أتلقى الأوامر منكِ |
| Sormak için değil, yapmak için para alıyordum. | Open Subtitles | لا أتلقى الأجر لطرح الأسئلة بل للقيام بالأعمال |
| Ne dediğini duydum. Sadece emirleri senden almıyorum. | Open Subtitles | سمعتُ ما قلتَه، إلاّ أننّي لا أتلقى الأوامر منك |
| Tabi ki beş kardeşimle birlikte evde ders aldığım için böyleydi. Agh. | Open Subtitles | بالطبع , ذلك لأنني كنت أتلقى التعليم في البيت مع أشقائي الخمسة |
| Hayır, hayır, bana haftada üç kere böyle telefonlar geliyor. | Open Subtitles | لا ، أنا أتلقى هذه الاتصالات مرتين أو ثلاثاً في الأسبوع |
| SG-3'ün geçiş sinyalini alıyoruz, efendim. | Open Subtitles | إننى أتلقى إتصالا يا سيدى إنه كود التعريف الخاص بإس جى 3 |
| Bunun kim olduğunu öğrenene kadar senden ya da başka birinden emir almayacağım. | Open Subtitles | حتى أكتشف هذا أنا لا أتلقى الأوامر منك أو من أي أحد آخر |