| Asansörlere güvenmem. Onlar bozulur, düşerler ve insanları sakat bırakırlar. | Open Subtitles | أنا لا أثق بالمصاعد انها تتعطل وتسقط وتتسبب بشل الناس | 
| Başka neler olduğunu öğrenmeli. En güvendiğim insandan başka bunu yapacak birini düşünemem. | Open Subtitles | لا يمكنني التفكير في شخص أفضل ليفعل، من الشخص الوحيد الذي أثق به | 
| Buna gerçekten inanıyorum, ama sen de inanmalısın, anlıyorsun değil mi? | Open Subtitles | انا حقاً أثق بهذا لكن عليكِ أن تثقي بهذا أيضاً, اتعرفين؟ | 
| Az önce mısır ve tohumla kelime oyunu yapan birine nasıl güveneyim? | Open Subtitles | كيف يمكنني أن أثق شخص الذي أدلى به للتو المكسرات والبذور التورية؟ | 
| Tamam, bu Todd için hayırdı. Ben olmasına güvenebileceğim kimse yok mu? | Open Subtitles | حسنا لا يا تود الا يوجد احد أثق به ان يكون انا؟ | 
| Elbette. İnsanlar dönek olabilir ama kuşlarıma her daim güvenirim. | Open Subtitles | بالطبع، قد يكون الإنسان متقلباً، ولكني أثق في الطيور دائماً. | 
| Ben ona güveniyorum o yüzden sen de bana güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | حسنا ، انا أثق بها إذا عليك أنت أن تثق بي | 
| Hırs uğruna babasına ihanet eden bir adama nasıl güvenebilirim ki? | Open Subtitles | كيف يمكنني أن أثق برجل قام بخيانة والده من أجل الطمع | 
| Demek istediğim, bu konuşmanın aramızda kalacağı konusunda sana güvenebilir miyim? | Open Subtitles | ما أعنيه هل أستطيع أن أثق أن هذه المحادثة ستبقى بيننا؟ | 
| Sana güvenmemi istiyorsun, ama bana doğruları söyleyecek kadar güvenmiyorsun. | Open Subtitles | تريدني أن أثق بك لكنك لا تثق بي لتخبرني الحقيقة | 
| Koca Baba da arada sırada içer. Hiç içmeyen adama güvenmem ben. | Open Subtitles | الأب الكبير يشرب من آن لآخر اننى لا أثق فى الانسان الذى لا يشرب | 
| Koca Baba da arada sırada içer. Hiç içmeyen adama güvenmem ben. | Open Subtitles | الأب الكبير يشرب من آن لآخر اننى لا أثق فى الانسان الذى لا يشرب | 
| Peki. Sen almamışsın. Ama bu ona güvendiğim anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | حسنٌ، لم تأخذها لكنّ هذا لا يعني أن أثق بها | 
| Keşke gelebilsem ama güvendiğim ajanlar bu gece burada değil. | Open Subtitles | أتمنى ذلك، لكن العناصر الذين أثق بهم ليسوا هنا الليلة. | 
| Çünkü onu seviyorum, ve daha da önemlisi ona inanıyorum. | Open Subtitles | لأني أحبها ، وبنفس القدر من الأهمية ، أثق بها | 
| O kadar yalan söyledikten sonra sana bir daha niye güveneyim? | Open Subtitles | بعد كل هذا الكذب، لماذا قد أثق بك بعد كل هذا؟ | 
| Bak, eğer bir şey yapılması gerekiyorsa, ailem için güvenebileceğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | انظر , إذا حدث أي شيء أنت الوحيد الذي أثق به للإهتمام بعائلتي | 
| Daha önce de söylemiştim, hislerim bana bir şey söylüyorsa buna güvenirim. | Open Subtitles | قلت من قبل: عندما يخبرني حدسي بأن هناك شيء مريب أثق به | 
| Sana güvenmek istiyorum, ama bunları yeniden kullanma riskini göze alamayız. | Open Subtitles | أريد أن أثق بكِ ولكن لايجب أن نخاطر باستخدامكِ للبطاقة مجددا | 
| sana aklım, göğüslerim ve kıymetli yoni'mle birlikteyken nasıl güvenebilirim. | Open Subtitles | إذا كيف لي أن أثق بك بعلقي وبثديي ومنطقتي الثمينة | 
| Sana bu konuda güvenebilir miyim? Seni buradan çıkartacağım, tamam mı? | Open Subtitles | يمكنني أن أثق بك مع ذلك؟ سوف نخرج من هنا حسنا؟ | 
| Neyse, eğer bana güvenmemi istiyorsan benim da sana güvenmem âdil olur, değil mi? | Open Subtitles | و على أي حال إن كنت أريدك أن تثقي في فعلىَّ أن أثق بك أيضا | 
| Öğreneceğim. Karşıma Green çıksa bile bitireceğim o herifi. Ona hiç güvenmedim. | Open Subtitles | سأعرف الحقيقة,و إذا كان جرين بنفسة فسأدفن ذلك الوغد,لم أثق به أبداً | 
| Kime güvenebileceğimi bilmiyorum. Herkes bu işe bulaşmış, şey hariç. | Open Subtitles | لا أعرف بمن أثق كلهم متورطون فى هذا , إلا | 
| Ama işin aslı, bu beni etkiliyor. Kime güveneceğimi bilmemek. | Open Subtitles | ولكن الحقيقه أنه يؤثر في لم أعد أعرف بمن أثق | 
| eminim o kadının dairesine giren biri, bir sürü şey öğrenebilir. | Open Subtitles | أثق من أنه يمكن تعلّم الكثير من دخول شقة تلك المرأة | 
| Eğer reddederse, gerçeğin sır olarak kalacağına güvenim tamdı. | Open Subtitles | واذا لن يفعل, أنا أثق أن الحقيقة لن تخرج بعيدآ عن تلك الحجرة |