| Çünkü onu imzalamaya zorladın. Evet, onu olmasını istediğin kız hâline getirebilmek için elinden geleni yaptın, değil mi? | Open Subtitles | لأنّكَ أجبرتها على ذلك، أقصد أنكَ فعلت ما بوسعكَ لتحوّلها إلى الفتاه التي وددتها أنّ تكون، صحيح؟ |
| Hizmetçini hamile bırakmıştın ve öz çocuğunu aldırması için onu zorladın. | Open Subtitles | قمت بجعل خادمتك حاملاً أجبرتها على أجهاض طفلها |
| Abby'den. Faydası olacaksa söyleyeyim, zorla aldım. | Open Subtitles | من آبي ، و إذا كان ذلك يساعد لقد أجبرتها على ذلك |
| zorla kendime açtığım gibi Qarth'ı dünyaya açacağım. | Open Subtitles | اذا رفضت أن تتغير وسأقوم بفتح قارث أمام العالم كما أجبرتها أن تفتح أبوابها لي |
| Onu alıp götürmesi için resmen zorladım. | Open Subtitles | عملياً، أجبرتها على أخذه معها |
| zorladım kızı. | Open Subtitles | لقد أجبرتها على فعل ذلك |
| Annem birine aşıktı, ama ailesi onu başkasıyla evlenmeye zorladı. | Open Subtitles | والدتى كانت تحب شخصا ما ولكن أسرتها أجبرتها على الزواج من شخص آخر |
| Eğer senin bacaklarını ayırdığımı izlemeye zorlarsak, sorularımıza cevap vereceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أظنّها ستكون أكثر استجابة إذا أجبرتها لمراقبتي أنتزع أوصالك واحدًا تلو الآخر. |
| Onu saçma kapak meselesi için şarkı söylemeye zorladın. | Open Subtitles | وأنت أجبرتها أن تغني ذلك الهراء. |
| Para bulması için evini ipotek etmeye zorladın onu! | Open Subtitles | لقد أجبرتها لكي ترهن المنزل |
| Neden onu, seninle evlenmeye zorladın? | Open Subtitles | لماذا أجبرتها على الزواج بك؟ |
| Herrick, onu bir adamı dönüştürmeye zorladın, sonra filme çekerken öldürüyorsun. | Open Subtitles | (هيريك)، لقد أجبرتها أن تعبث برجل، ثم أجبرتها على قتله بينما أنت تصوّر |
| Yani o aramayı yapması için onu sen zorladın. | Open Subtitles | لذلك أجبرتها علي الإتصال |
| Sen odasını zorla temizlettirince dün astı. | Open Subtitles | لقد وضعتها البارحة بعد أن أجبرتها على تنظيف غرفتها |
| Ya cevabı söyler ya da ben zorla öğrenirim. | Open Subtitles | سوف تخبره سوف تعطينى الحل وإلا أجبرتها |
| Nedenini zorla öğrendim. | Open Subtitles | أخباري على أجبرتها |
| Onun salak ağacını kestim ve onu zorladım! | Open Subtitles | لقد قطعت شجرتها الغبية و أجبرتها! |
| - Onu yapması için zorladın. - zorladım mı? | Open Subtitles | لقد أجبرتها على فعل ذلك - أجبرتها ؟ |
| Bayan Hughes söyledi. Onu ben zorladım. | Open Subtitles | السيدة (هيوز)، أخبرتني أجبرتها على ذلك. |
| Bu zorlu coğrafya onları oyunlarını geliştirmeye zorladı. | Open Subtitles | هذه الأرض المتطلّبة أجبرتها على بذل قصارى جهدها و تحسين أدائها |
| Lily'nin ailesi seni evlatlık vermeye zorladı ve onu kuzey denizindeki bir manastıra yolladılar. | Open Subtitles | عائلة (ليلي) أجبرتها على التخلي عنك. وأرسلوها إلى دير في الجنوب. |
| Eğer senin bacaklarını ayırdığımı izlemeye zorlarsak, sorularımıza cevap vereceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أظنّها ستكون أكثر استجابة إذا أجبرتها لمراقبتي أنتزع أوصالك واحدًا تلو الآخر. |