| Cidden, hiç madalyanız olmasa da ya da tarih kitaplarında yer almasanız da Washington'da bazılarımız savaş için ne kadar çaba sarf ettiğinizi kesinlikle biliyor. | Open Subtitles | لكن حقا لو لن تحصلوا على مداليات أو توضع أسماءكم في كتب التاريخ البعض منا في واشنطن يعرف ماذا تفعلون من أجل الحرب |
| savaş için birçok şey söylenebilir ama belirli türden adamlara ölebilecekleri bir yer tanıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن هُناك أشياء تُقال من أجل الحرب لتُعطي نوع معين من الناس مكان ليلجأوا إليه |
| Şimdi hepimiz yaklaşmakta olan savaş için hazır olacağız. | Open Subtitles | و الآن جميعاً سنستعد من أجل الحرب القادمة تلك |
| Gelecek savaş için de elimizdeki tüm kalelere ihtiyacımız var. | Open Subtitles | ونجن بحاجة لكل قلعة من أجل الحرب القادمة |
| İnsanlarımız savaş için büyük sayılar feda etmeyecek | Open Subtitles | شعبنا لن يضحي بأعداد كبيرة من أجل الحرب |
| "Beni savaş için eğitiyorlar bebeğim. | Open Subtitles | حبيبتي , لقد دربوني من أجل الحرب |
| "Beni savaş için eğitiyorlar bebeğim. | Open Subtitles | حبيبتي , لقد دربوني من أجل الحرب |
| An AK-47 makineli tüfek... savaş için dizayn edilen bir silah? | Open Subtitles | - رشاش أي كي -47... هو سلاح صمم من أجل الحرب. |
| savaş için ordu kuruyor olabilirler. | Open Subtitles | ربما يحاولون التسلّح من أجل الحرب. |
| savaş için demir döver. | Open Subtitles | إنه يُطرِّق الأسلحة من أجل الحرب |
| savaş için üretilmişti. | Open Subtitles | تم صنعها من أجل الحرب. |
| savaş için buradayım. | Open Subtitles | جئت من أجل الحرب |
| - savaş için para vermek zorundasınız. | Open Subtitles | -عليكم أن تدفعوا من أجل الحرب . |