Onlara haftalık zamanlarının kayıtlarını tutturdum böylece ne kadar çalışıp ne kadar uyuduklarını anlayacaktım ve kitabım için stratejileri hakkında onlarla röportaj yaptım. | TED | تتبعتُ جدولهن للوقت لمدة أسبوع لأتمكن من إضافة كم ساعة يشتغلن وكم ساعة يخلدن إلى النوم وقابلتهن لنتحدث عن خططهن من أجل كتابي. |
Evet. Hayır, aslında hâlâ New York'tayım, kitabım için araştırma yapıyorum. Neden sordun? | Open Subtitles | لا ، في الحقيقة لازلت في نيويورك أقوم بأبحاث من أجل كتابي ، لماذا ؟ |
Hem kitabım için bir sürü blogla röportaj yapacağım. | Open Subtitles | وحصلت على العديد من المقابلات لأقوم بها من أجل كتابي |
kitabım için ilginç bir şey anlat. | Open Subtitles | اخبريني شيئاً مثيراً للإهتمام من أجل كتابي |
Gelecek kitabımda kullanabilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | تبيّنتُ أنّي قد أستفيد من بعض الأشياء من أجل كتابي الجديد. |
Baban hakkındaki kitabım için seninle röportaj tapmıştım. | Open Subtitles | أجريت معك لقاءاً من أجل كتابي الذي تناول أباك. |
Ortalığı karıştırarak yeni kitabım için bir çeşit entrika bulayım diyordum. | Open Subtitles | فكرت أن أحاول إضفاء إثارة جديدة من أجل كتابي |
Vaktiniz varsa kitabım için bir röportaj yapmak isterim. | Open Subtitles | حسناً, إن كان لديك وقت لاحقاً, أود عمل مقابلة معك من أجل كتابي. |
kitabım için röportaj yapmıştık. | Open Subtitles | لقد أجريت مع مقابلة من أجل كتابي |
kitabım için Montauk turu yapıyorlarmış. | Open Subtitles | لقد رتبّوا لجوله من أجل كتابي في مونتوك |
Biliyorum , kitabım için.. | Open Subtitles | أعرف, إنها من أجل كتابي. |
- kitabım için araştırma yapıyorum. | Open Subtitles | أقومُ بالبحوث من أجل كتابي |
Gelecek kitabımda kullanabilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | تبيّنتُ أنّي قد أستفيد من بعض الأشياء من أجل كتابي الجديد. |
Bütün bu fikirleri yeni kitabımda kullanacağım. | Open Subtitles | لدي كل أنواع الأفكار من أجل كتابي الجديد |