| Benim aileme girmekle beraber gelen bir saçmalıklar dalgası var. | Open Subtitles | أجل هناك عاصفة من الهراء تأتي مع وجودي في العائلة |
| Evet. Çok fazla Explorer var. Ben de Explorer sürüyorum. | Open Subtitles | أجل , هناك الكثير من إكسبلورر بالخارج أنا أقود إكسبلورر |
| Olabilir ama senin içini kemiren bir şeyler var. | Open Subtitles | أجل هناك بعض الأمور لكني أستطيع أن أري أن هناك شيئا يأكلك من الداخل |
| - Evet. Bugün işler ne babamın ne de Roz'un istediği gibi sonuçlandı. | Open Subtitles | أجل هناك شئ خاطئ ,الأمور ساءت جدا لأبي و روز اليوم |
| Evet, önde bir ranza var. İkiniz paylaşabilirsiniz. | Open Subtitles | أجل هناك مقصورة في الأمام يمكنكما مشاركتها |
| Kasabada yeni bir şerif var ve az önce doktorunu vurdu. | Open Subtitles | أجل هناك شرطي جديد بالبلدة وأطلق النار للتو على طبيبك |
| - Evet bir bakıma. Bu şeylerin çerçevesine takılmış birer kamera var. | Open Subtitles | أجل هناك كاميرا مدمجة بطبقات هذه الأشياء |
| Sadece diyorum ki, eğer günlerce burada durup kaldırılmadıysa çöpe atılmış olma ihtimali var. | Open Subtitles | أنا أقول لو كانت هناك من قبل ولم تضع بمكان أخر إذن أجل هناك فرصة لرميها |
| Evet, ufak tefek bereleri de var sağ elinin boğumlarında. | Open Subtitles | أجل هناك كدمة طفيفة على مفاصيل يده اليمنى |
| Evet. İki yatak var. Herhâlde iki dadı da burada kalıyordu. | Open Subtitles | أجل هناك سريرين وأعتقد أن كلا المربيات عاشوا هنا |
| Buradan biraz ileride, uçurumun kenarında bir banyo var. | Open Subtitles | أوه أجل , هناك طريق في الجبل , يبعد مسافة |
| Ahbap, bunlardan binlerce yaptım. Evet, riski var. | Open Subtitles | يا صاح لقد أجريت عشرات العمليات المشابهة و أجل هناك خطر |
| Evet, yeni bir deniz ürünleri restoranı var. | Open Subtitles | أجل , هناك مطعم مأكولات بحرية جديد . . يمكننا |
| Evet, işte böyle. Hayır, onu yukarı kaldır. | Open Subtitles | أجل, هناك ستطير لا,لا عليك أن توجه إلى الأعلى |
| Evet. Hatalar yapıldı ama artık mazide kaldı. | Open Subtitles | أجل, هناك غلطة, لكن الأمر أصبح من الماضي الآن |